Macar asıllı İngiliz fizikçisi, 1900 yılında Budapeşte'de doğdu, 1979
yılında öldü. Budapeşte ve Berlin Politeknik okullarında yüksek öğrenimini
tamamladı. Sonra Alman teknik araştırma laboratuarında özellikle Berlin Siemens
ve Halske firmalarında çalıştı. 1933'de İngiltere'ye gitti çeşitli firmalarda
araştırmacı olarak çalıştı.
1949'da Londra'da ki İmperial College of Science adn Technology'de uygulamalı
elektronik fizik profesörü oldu. Ayrıca Stamford'da ki araştırma
laboratuarlarında çalıştı. 1948'de bulduğu ve daha sonra geliştirdiği holografi
yöntemiyle 1971 Nobel fizik ödülünü elde etti.
Gabor'un katot osilografisi, manyetik mercekler, gazlarda boşalma ve bilgi
kuramı ile ilgili çalışmaları vardır. Ayrıca 1963 yılında "Geleceği Yaratalım
" adında bir kitap yazmıştır. Hologram İlkesi: 1947 yılında D. Gabor
tarafından ortaya atıldı. Uygulamaya geçişi ancak 1963 yılında başlayabildi.
Hologram bir cisim tarafından yayılan veya dağıtılan bir dalganın, bu cisimle
ilgisi olmayan ve karşılaştırma dalgası denilen bir dalga ile üst üste
gelmesinden doğan girişimleri kaydeden bir fotoğraf plağından meydana gelir.
Bu iki dalganın girişim yapması, bunun için de aynı ışık noktasından çıkması ve
kaynağın mümkün olduğu kadar tek renkli olması gereklidir. Bu sebeple tek
renkli ve ışık şiddeti yüksek olan lazer, bu yeni teknikte hızlı ilerlemeler
sağladı. Bir hologram elde etmek için, bir lazer demeti yarı saydam bir ayna
ile ikiye bölünür; aynadan yansıyan ışınlar merceklerden geçmeden, bir fotoğraf
klişesini aydınlatır; aynanın içinden geçen ışınlar ise fotoğrafı çekilecek
nesnenin üzerine düşer. Nesne bu ışıkların bir kısmını kırar ve kırılan ışınlar
da aynı şekilde fotoğraf klişesini aydınlatır. Gelen bu iki demetin fazları
aynı değildir ve klişe üzerinde, girişim saçaklarından, çok ince ve küçük bir
ağ meydana gelir.
Çıplak gözle incelendiğinde bu saçaklar görülmez. Buna karşılık mikroskopta
girişim saçakları görülür. Bu saçakların dağılışı cismin şekline bağlıdır.
Fotoğrafın alınması sırasında kullanılan karşılaştırma dalgası ile hologramı
aydınlatarak cisim tekrar meydana getirilebilir. O zaman cismin fotoğraf
anındaki konumunu tam olarak veren bir görüntü gözlemi yapılabilir. Bunun için
hologram yarı saydam bir aynaya çarpan bir lazer demetinin yansıyan kısmıyla
aydınlatılır.
Hologramın içine bakılarak aynadan geçen ışınların girişimi sonucunda cismin
kabartılı bir görüntüsü elde edilebilir. Burada gerçek bir kabartı söz
konusudur; Çünkü gözlemi yapan kişi başını hafifçe oynatarak paralaks etkilerini
meydana çıkarır; yani cisim, çıplak gözle görülmesinde olduğu gibi, bir fon
üzerinde yer değiştiriyormuş gibidir. Hologramların gerçekleştirdiği cisimler,
düzlem cisimler, yani bir fotoğraf emülsiyonu üzerinde maddeleştirilmiş
cisimler veya üç boyutlu cisimler olabilir.
Hologramın sayısız uygulamaları arasında en önemlileri, bir yandan
hologramların üst üste konulmasıyla hareket halindeki cisimlerin veya bazı
cisimlerin küçük şekil değiştirmelerinin meydana çıkarılması, öte yandan hesap
makineleri ile harflerin yeniden tanınmasıdır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
YATMA ZAMANI
GEREKLİ OLANLAR: Oyuncak hayvan Oyuncağı içine alacak büyüklükte karton kutu Eski havlu, eski kumaş parçaları, pamuk Çocuğunuz uy...
-
Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devlet yönetiminin millet egemenliği esasına dayandırılma...
-
KARADENİZ BÖLGESİ A. BÖLGENİN GENEL COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ Türkiye’nin kuzeyinde yer alan bölge, ismini Karadeniz’den alır. Doğuda Gürc...
-
14. Yüzyıl Başlarında Anadolu ve Avrupa’nın Genel Durumu 1243 yılında Kösedağ Savaşı’nı kaybeden Türkiye Selçuklularının merkezi otorites...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder