Evcil
hayvanların; güçlerinden ve ürünlerinden faydalanmak amacıyla üretilmesi,
beslenmesi ve pazarlanması gibi işlere hayvancılık denir.
1. Hayvancılığı Etkileyen Faktörler
Türkiye’de
hayvancılığın gelişmesi için gerekli olan başlıca faktörler şöyle
sıralanabilir:
- Hayvan soyları ıslah edilmelidir.
- Otlaklar ıslah edilmelidir.
- Yem üretimi artırılmalıdır.
- Hayvanların bakım, beslenme ve yetişme
koşulları iyileştirilmelidir.
- Hayvansal ürünlerin en iyi şekilde
pazarlanması sağlanmalıdır.
- Üreticiler teşvik edilmeli ve
kredilerle desteklenmelidir.
Şimdi
bu faktörlerin bazılarını açıklayalım:
a. Hayvan Soylarının Islahı
Türkiye’de
hayvan sayısının çokluğuna rağmen, hayvansal besin üretiminde verim düşüktür.
Çünkü yerli hayvanlar, yüksek süt ve et verimi sağlayan ırklar değildir. Bu
nedenle, kaliteli ve yüksek verimli hayvanlara sahip olmak gereklidir.
Ülkemizde devlet üretme çiftliklerinde yerli hayvan ırklarının ıslahı çalışmaları
yapılmaktadır. Yerli hayvanların, yüksek verimli ırklara dönüştürülmesinde en
etkili yol sun’i tohumlamadır. Bu yöntemde, et ve süt verimi yüksek olan
damızlıklardan alınan spermlerle yerli ırklar döllenmektedir. Hayvan yetiştirme
tekniğindeki gelişmeyle birlikte de ülkemiz koşullarına uygun, yüksek verimli
hayvan sayısı çoğalmaktadır. Ayrıca, sadece küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıkta
değil, diğer hayvancılık kollarında da iyileştirme çalışmaları yapılmaktadır.
b. Otlakların Islahı
Ülkemizde
otlakların büyük önemi vardır. Çünkü, Türkiye’de hayvancılık büyük ölçüde mera
hayvancılığı şeklinde yapılır. Hayvanlar, yılın büyük bir bölümünde sürüler
halinde otlaklarda veya ürünü alınmış olan tarım alanlarında beslenir.
Türkiye’de en fazla çayır ve otlak arazisi Doğu Anadolu, İç Anadolu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunur. Ülkemizde mera hayvancılığı yaygın
olduğuna göre, çayır ve otlak alanlarının korunması ve ıslah edilmesi gerekir.
Bunun
için yapılacak başlıca çalışmalar şunlardır:
- Otlaklar aşırı otlatılmamalıdır.
- Otlak alanları tarlaya
dönüştürülmemelidir.
- Otlak alanları gübrelenmelidir. Sulama
yapılabilen alanlar da sulanmalıdır.
- Otlar yeterli büyüklüğe erişmeden
otlaklara hayvan sokulmamalıdır.
c. Besicilik ve Ahır Hayvancılığı
Türkiye’de,
beslenme şekline göre; mera (otlak) hayvancılığı ile besicilik ve ahır
hayvancılığı olmak üzere iki türlü hayvancılık faaliyeti vardır. Mera
hayvancılığında, hayvanlar sürüler halinde doğal otlaklarda beslenirler. Kış
mevsiminin çok soğuk dönemlerinde koyun ve keçiler ağıllarda, sığırlar ise
ahırlarda beslenirler. Bu hayvancılık türünde, hayvanlara kışın kuru ot, saman,
yonca, küspe ve kepek verilir. Et, süt verimi besicilik ve ahır hayvancılığına
göre düşüktür. Yağışın fazla olduğu yıllarda, otlakların gürleşmesine bağlı
olarak et ve süt verimi artar.
Besicilik
ve ahır hayvancılığı ise; ıslah edilmiş iyi cins hayvanlarla, ahır denilen ve
sağlık koşulları uygun modern barınaklarda yapılan hayvancılıktır. Hayvanların
beslenmesinde doğal yemlerin yanı sıra, sun’i yemler de kullanılır. Bu
hayvancılık türü, modern usullerle yapıldığı için et ve süt verimi daha
fazladır. Türkiye’de otlakların azalmasından sonra, besicilik ve ahır
hayvancılığının önemi artmıştır. Marmara ve Ege bölgeleri ile diğer
bölgelerdeki büyük merkezlerin çevresinde besicilik ve ahır hayvancılığı önem
kazanmıştır. Şeker fabrikası bulunan yörelerde de bu tür hayvancılık
gelişmiştir. Bu durum, şeker pancarı küspesinin hayvan yemi olarak
kullanılmasına bağlıdır. Hayvanlardan süt, yoğurt, peynir ve tereyağı gibi
ürünler elde eden işletmelere de mandıra denilmektedir. Mandıralar büyük
kentlerin çevresinde yoğunlaşmıştır.
2. Türkiye’de Hayvan Varlığı ve Coğrafi
Dağılışı
a. Küçükbaş Hayvancılık
Koyun
ve keçi gibi hayvanlara küçükbaş hayvan denilmektedir. Türkiye’de yer şekilleri
ve yarı kurak iklim özelliklerinden dolayı küçükbaş hayvancılık yaygındır.
Türkiye genelinde yazlar sıcak ve kurak geçtiğinden çayır ve ot örtüsü
canlılığını kaybederek cılızlaşır, sararır. Bu da büyükbaş hayvanları beslemeye
yeterli olmadığından, geniş bozkır alanlarında küçükbaş hayvancılık
yapılmaktadır. Türkiye’deki et üretiminin yaklaşık üçte biri küçükbaş
hayvanlardan sağlanır.
Koyun: Kısa boylu otların yaygın
olduğu bozkırlara uyum sağlamış bir hayvandır. Türkiye’de en çok beslenen
küçükbaş hayvandır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki koyun sayısı ülke
genelinin yarısına yakındır. Karadeniz ve Akdeniz kıyı kesiminde koyun
yetiştiriciliği azdır. Türkiye’de kıvırcık, dağlıç, karaman, merinos ve sakız
gibi çeşitli ırklara ait koyunlar bulunur. Kıvırcık, Güney Marmara ve Trakya’da
yaygın olarak beslenir. Dağlıç, Ege Bölgesi ve İç Anadolu’da yaygındır. Sakız,
Sakız adasından getirilmiş olup, Ege’de daha çok bulunur. İç Anadolu, Doğu Anadolu
ve Güneydoğu Anadolu’da beslenen koyunların büyük bölümü Karaman’dır. Eti
lezzetli olan ve daha çok yünü için beslenen merinos koyunları da Güney
Marmara’da yaygındır. Türkiye, şu andaki koyun varlığıyla Dünya’nın sayılı
üreticileri arasındadır. Avrupa’da ise ilk sırada yer almaktadır.
Tiftik
Keçisi:
Tüyleri ince, uzun ve parlaktır. Ankara keçisi olarak da bilinir. Kıl keçisine
göre ekonomik değeri daha yüksektir. Anavatanı İç Anadolu Bölgesi olduğu halde,
Avustralya ve ABD tiftik keçisi sayısında Türkiye’yi geçmiştir. Tiftik yünü
bazı ülkelere ihraç edilmektedir. İç Anadolu’dan başka Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde de beslenmektedir.
Kıl
Keçisi:
Doğal koşullara daha dayanıklı ve daha kolay beslenebilen küçükbaş hayvandır.
Doğu Anadolu, Güney Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’da yaygındır. Daha çok
eti ve sütü için beslenir. Ağaçların sürgünlerini yediği için, ormanlık
alanlarda beslenmesi yasaklanmış ve bu nedenle sayısı giderek azalmıştır.
b. Büyükbaş Hayvancılık
Türkiye’nin
doğal koşulları genellikle büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine uygun değildir. Bu
nedenle büyükbaş hayvancılık belli yörelerde yaygındır. Sığır, manda, at,
katır, eşek, deve gibi hayvanlara büyükbaş hayvan denilmektedir. Bunlar
içerisinde en yaygın olarak beslenen hayvan sığırdır. Yağışlı bölgeler, uzun
boylu otların yetişmesini sağladığından, daha çok yağışı fazla olan yörelerde
büyükbaş hayvancılık yapılır. Türkiye’de Erzurum – Kars Bölümü’ndeki yaz
yağışlarıyla yeşeren gür otlaklar, burada büyükbaş hayvancılığın
yoğunlaşmasının temel nedenidir.
Sığır: Türkiye’de sığır
yetiştiriciliği en fazla, Erzurum – Kars Bölümü ile Doğu Karadeniz Bölümü’nde
yaygındır. Bu yörelerde yazlar serin ve yağışlı geçtiğinden gür otlaklar
yetişir. Bunun sonucunda da sığır yetiştiriciliği kolaylaşır.
Manda: Bol sulu ve bataklık
yörelerde beslenir. Sütü çok yağlı olduğundan kaymak ve yoğurt yapımında
kullanılır. Türkiye’de daha çok Karadeniz Bölgesi’nde beslenir.
c. Kümes Hayvancılığı
Küçükbaş
ve büyükbaş hayvancılıktan sonra hayvancılığımızın en önemli uğraş alanıdır.
Özellikle son yıllarda kent nüfusunun artması ve sağlığa daha yararlı
olmasından dolayı beyaz et tüketimi artmış, kümes hayvancılığında çok büyük
gelişmeler olmuştur. Ayrıca son yıllarda ihracat da artmıştır. Kümes
hayvancılığı en çok Marmara Bölgesi’nde yapılır. Ege ve İç Anadolu bölgelerinde
de oldukça yaygındır.
d. İpek Böcekçiliği
İpek
böceği yetiştirme ve ondan koza elde etme işine ipek böcekçiliği denir.
Kozalardan ipek denilen dokuma ham maddesi elde edilir. İpek böceği tırtılları dut
yaprağıyla beslendiklerinden, ipek böcekçiliği dut ağaçlarının bulunduğu
yerlerde yapılmaktadır. Bilecik, Bursa, Sakarya, Balıkesir, Eskişehir,
Diyarbakır, Antalya ve Ankara gibi illerde yaş koza üretimi yapılır. İpek
böcekçiliği Marmara Bölgesi’nde daha yaygındır.
e. Arıcılık
Türkiye,
iklim ve bitki çeşitliliğinin fazla olmasından dolayı arıcılığa son derece
elverişlidir. Türkiye’deki arıcılık, bal üretimine yönelik olarak yapılır. Az
da olsa arı sütü, polen ve bal mumu üretilir. Arıcılık Türkiye’nin her yerinde
yapılmakla birlikte, bu alanda ilk sırayı Karadeniz Bölgesi alır. Bu bölgeyi
Ege Bölgesi izler. Türkiye’de üretilen balın önemli bir bölümü içeride
tüketilir. Az bir bölümü de ihraç edilir.
Bazı
illerimiz balları ile ünlüdür. Muğla, Aydın, Manisa, Ordu, Rize, Erzurum,
Erzincan, Hakkari, Elazığ, Kars, Artvin bu illerin başlıcalarıdır.
3. Su Ürünleri
Türkiye,
üç tarafı denizlerle çevrili, sayısız göl ve akarsuyu bulunan su ürünleri
potansiyeli yüksek bir ülkedir. Buna rağmen, ülkemizde tutulan balık ve kişi
başına üretilen miktar, denize kıyısı olan ülkelere göre çok azdır. Bu olumsuz
durum, balıkçılığımızın yeterince gelişmesini engelleyen bazı etkenlerden
kaynaklanır. Balıkçılığın gelişmesi için yapılacak başlıca çalışmalar
şunlardır:
- Açık deniz balıkçılığı yapılmalıdır.
- Tatlı su balıkçılığı teşvik
edilmelidir.
- Zararlı balık avlama yöntemleri
önlenmelidir.
- Kıyı kirlenmesi önlenmelidir.
- Modern balıkçılık yöntemleri
uygulanmalıdır.
- Soğutuculu araçlarla taşıma olanakları
artırılmalıdır.
- Kültür balıkçılığı geliştirilmelidir.
- Balıkların yumurtlama döneminde
avlanması engellenmelidir.
- Balıkçılara yeterli destek ve krediler
verilmelidir.
a. Deniz Balıkçılığı
Türkiye’deki
su ürünlerinin büyük bir kısmı denizlerden elde edilmektedir. 1996 yılına göre,
denizlerden elde edilen balık üretiminin % 67’sini Karadeniz, % 13’ünü Ege
denizi, % 11’ini Marmara denizi ve % 9’unu Akdeniz karşılar. Türkiye’de avlanan
deniz balıklarının önemli bir bölümü iç piyasada tüketilir. Bir miktar da ihraç
edilir. Balıklardan elde edilen başlıca ürünler balık unu ve balık yağıdır.
b. Tatlı Su Balıkçılığı
Bu
balıkçılık akarsularda, tatlı su göllerinde ve barajlarda yapılır. Akarsu ve
göllerimizde avlanan balık bakımından Van, Bursa, Isparta, Kırşehir illeri önde
gelmektedir. Çünkü bu illerimizde, balık avlamada akarsuların yanı sıra
göllerden de yararlanılır. Son yıllarda Keban, Karakaya, Seyhan, Hirfanlı,
Atatürk gibi baraj göllerinde de balık üretim çalışmaları yapılmaktadır.
c. Kültür Balıkçılığı
Ülkemizde
iç sulardaki balıkların yeterince çoğalmaması ve bunun sonucunda ihtiyacı
karşılayamaması insanları kültür balıkçılığına yöneltmiştir. Ülkemizde
özellikle son yıllarda, temiz akarsu boylarında özel yapılmış havuzlarda kültür
balıkçılığı yapılmaktadır. Kültür balıkçılığında daha çok alabalık ve sazan
üretilmektedir.
d. Diğer Su Ürünleri
Türkiye’deki
su ürünlerinin büyük bir kısmını çeşitli türdeki balıklar oluşturur. Diğer
önemli su ürünleri midye, istiridye, kalamar, ahtapot, v.s. dir. Bunlar dışında
ekonomik değeri yüksek olan sünger çıkarılmaktadır. Bodrum ve Marmaris
açıklarında sünger avcılığı yapılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder