1. Akarsuların
Genel Özellikleri
- Ülkemiz, akarsu ağı ve sıklığı
bakımından çevresindeki ülkelere oranla daha zengindir. Ülkemizde 600’den fazla
büyüklü küçüklü akarsu havzası vardır.
- Akarsu havzalarımızın büyük çoğunluğu
denizlerle bağlantılıdır.
- Türkiye’de akarsu ağı, yer
şekilleriyle sıkı bir bağlantı içindedir. Yer şekillerinin çeşitli olması,
akarsularımızın da çok çeşitli özellikler kazanmasını sağlamıştır.
- Türkiye’nin güney ve kuzey kıyılarında
uzanan yüksek dağ sıraları, iç kesimlerden kaynaklanan küçük akarsuların
denizle irtibatını kesmiştir. Kıyıdaki dağlardan kaynaklanan akarsular hemen
denize ulaştıkları için kısa olmuşlardır.
- Ege Bölgesi’ndeki dağlar kıyıya dik
oldukları için, iç kısımdan kaynaklanan akarsular denize ulaşmışlardır.
- Bazı akarsularımız, ülkemizden
kaynağını aldıktan sonra başka ülkelerde denize dökülürler. (Fırat, Dicle,
Kura, Çoruh, Aras). Bazıları da başka ülkelerden kaynağını aldıktan sonra
Türkiye’de denize dökülürler. (Asi, Meriç).
- Ülkemizde çok değişik iklim
özellikleri görüldüğü için, akarsu rejimleri de çeşitlilik göstermektedir.
- Ülkemizdeki akarsuların akış yönleri
genellikle dağların uzanışıyla paralellik gösterir.
- Akarsularımız fazla miktarda alüvyon
taşırlar.
- Ülkemiz akarsuları denge profillerini
kazanmamışlardır. Bu nedenle, üzerlerinde ulaşım ve taşımacılık yapılamaz.
- Ülkemizde eğim fazla olduğu için
akarsular hızlı akarlar. Bu durum, hidroelektrik enerji potansiyelinin zengin
olmasını sağlamıştır.
2. Başlıca
Akarsularımız
a. Karadeniz’e
Dökülen Akarsularımız
Sakarya nehri: İç Batı Anadolu’da bulunan
Murat dağından kaynağını alır. İç Anadolu’ya doğru bir yay çizdikten sonra
batıya yönelir. Bilecik yakınlarında kuzeye yönelir ve Karadeniz’e dökülür. Karasu
yakınlarında geniş bir kıyı ovası oluşmuştur. Porsuk çayı, Ankara çayı, Kirmir,
Mudurnu, Göksu ve Çark suları Sakarya’nın kollarıdır.
Bartın çayı: Küre dağlarından kaynağını
alır. Bartın civarında geniş bir alüvyal yatak içerisinden geçerek Karadeniz’e
ulaşır. Ağız kesiminde az da olsa akarsu ulaşımı yapılır.
Yenice (Filyos) çayı: Köroğlu dağlarından kaynağını
alır. En önemli kolları Araç, Devrek, Ulusu ve Mudurnu suyudur. Bu kollar,
Devrek’in doğusunda birleşir ve Filyos çayı ismini alarak Karadeniz’e dökülür.
Kızılırmak: Sivas’taki
Kızıldağ’dan doğar. Birçok kolu vardır. Sivas!tan geçerek İç Anadolu’da geniş
bir yay çizer. İç Anadolu platolarını derin vadilerle parçalar. Daha sonra
kuzeye yönelerek Kuzey Anadolu çöküntü hendeklerine ulaşır. Bafra ovasını
oluşturduktan sonra Karadeniz’e dökülür. Delice ırmağı, Gökırmak ve Devrez çayı
önemli kollarıdır. Kızılırmak, ülkemiz akarsuları içinde en uzun olanıdır.
Uzunluğu 1355 kilometredir.
Yeşilırmak: Kaynağını Sivas yakınlarındaki
Kösedağ’dan alır. Doğu batı doğrultusunda bir müddet akar. Amasya’nın güneyinde
Çekerek ve Kelkit çayları birleşerek kuzeye yönelir. Canik dağlarını geçtikten
sonra Çarşamba civarında büyük bir delta oluşturup Karadeniz’e ulaşır.
Çoruh nehri: Mescit ve Kaçkar dağlarından
kaynağını alır. Önce batı doğu yönünde akan Çoruh, Oltu ve Tortum çayları ile
Yusufeli civarında birleşerek kuzeye yönelir. Gürcistan sınırları içinde (Batum
civarında) denize dökülür. Çoruh nehrinin en önemli özelliği çok dar ve derin
vadilerden akmasıdır. Bu nedenle nehirde akarsu krosu (rafting) yapılmaktadır.
b. Marmara
Denizine Dökülen Akarsularımız
Susurluk çayı: Marmara denizine dökülen en
büyük ve en önemli akarsudur. Kaynağını İç Batı Anadolu’daki Şaphane
dağlarından alır.çeşitli kollarla birleştikten sonra Balıkesir (Susurluk)
yakınlarında Susurluk adını alır. Daha sonra, Kocaçay ve Kemalpaşa çayları ile
birleşir. Uludağ’dan kaynaklanan Nilüfer çayını da alarak Marmara denizine
ulaşır. Ayrıca Marmara denizine dökülen Gönen ve Kocabaş çayları da önemli akarsularımızdandır.
c. Ege
Denizine Dökülen Akarsularımız
Meriç nehri: Bulgaristan’dan kaynağını alır.
Türkiye – Yunanistan sınırı boyunca uzanır. Ergene çayı ile birleşerek Enez
körfezine dökülür.
Bakırçay: Madra dağlarının doğusundan
kaynağını aldıktan sonra Bakırçay grabeni boyunca akar ve Çandarlı körfezinin
kuzeyinde Ege denizine ulaşır.
Gediz nehri: Kaynağını Kütahya’daki Murat
dağından alır. Demirci dağlarından kaynaklanan birçok kolla birleşerek Gediz
grabenine yerleşir. Burada Kum çayı ve Alaşehir çayı ile birleşir. Manisa ve
Dumanlı dağlarını bir boğazla geçerek İzmir körfezinin kuzeyinde denize ulaşır.
Küçük Menderes: Bozdağlardan kaynağını alır.
Aynı adı taşıyan çöküntü hendeğinde akarak Kuşadası körfezinin kuzeyinde Ege
denizine dökülür.
Büyük Menderes: Ege denizine dökülen en büyük
ve en önemli akarsudur. İç Batı Anadolu’da Afyon ve Sandıklı arasındaki
dağlardan kaynağını alır. Banaz çayı, Akçay ve Çine çayları ile birleşerek Ege
denizine ulaşır.
d. Akdeniz’e
Dökülen Akarsularımız
Dalaman çayı: Kaynağını Yeşilgöl dağından
alır. Kuzeye doğru akar ve Acıpayam ovasını sular. Daha sonra güneye yönelerek,
Fethiye körfezinin batısında Akdeniz’e dökülür.
Aksu: Eğirdir gölü ve Davras dağından
kaynağını alan Aksu, karstik sahalardan geçerek Antalya körfezinde denize
dökülür.
Köprü çayı: Dedegöl dağlarından kaynağını
alır. Kanyon vadiler içerisinden geçerek Antalya’nın doğusunda Akdeniz’e
dökülür.
Manavgat çayı: Akdağ’dan kaynağını alan
Manavgat çayı, karstik sahalardaki yer altı kaynakları ile beslenir. Manavgat
civarında şelale yaptıktan sonra, Antalya körfezinin doğusunda Akdeniz’e
dökülür.
Göksu: Kaynağını Geyik dağlarından ve
Taşeli platosundan alır. İki kol halinde doğar. Bu kollar Mut’un güneybatısında
birleşir. Kanyon vadilerde akarak, delta oluşturur ve Silifke kıyılarında
denize dökülür.
Seyhan nehri: Tahtalı dağlarından kaynaklanan
Göksu ile Uzunyayla’dan kaynaklanan Zamantı suyu birleşerek Seyhan nehrini
oluşturur. Ceyhan nehri ile birlikte Çukurova deltasını meydana getirir. Mersin
körfezinin doğusunda denize dökülür. Seyhan, Akdeniz’e dökülen en büyük ve en
önemli akarsudur.
Ceyhan nehri: Binboğa, Tahtalı ve Nurhak
dağlarından kaynağını alarak Elbistan havzasına ulaşır. Engizek dağlarını
geçtikten sonra Aksu ile birleşir. Nur dağlarının kuzey kesimini de geçerek
Çukurova’ya ulaşır ve İskenderun körfezinin batı kıyılarında denize dökülür.
Asi nehri: Kaynağını başka ülkelerden alan
Asi, bir müddet Türkiye – Suriye sınırında akar. Daha sonra, Amik ovasının
güneyinde bir dirsek çizerek Samandağ civarında Akdeniz’e dökülür.
e. Basra
Körfezi’ne Dökülen Akarsularımız
Fırat nehri: Karasu ve Murat ırmaklarının
birleşmesiyle oluşmuştur. Fırat; Malatya ovasında Tohma çayı ile birleşir.
Güneydoğu Toroslar’ı ve Güneydoğu Anadolu platolarını derin vadilerle parçalar.
Suriye ve Irak topraklarını geçtikten sonra Dicle ile birleşir. Daha sonra
Basra körfezine dökülür.
Dicle nehri: Hazar gölünden kaynağını alır.
Diyarbakır havzasında Botan, Batman çayları ve Hezil suyu ile birleşir.
Cizre’den sonra Türkiye – Suriye sınırını oluşturur. Irak topraklarında Fırat
ile birleşerek Basra körfezine dökülür.
f. Hazar
Denizine Dökülen Akarsularımız
Aras nehri: Palandöken, Kargapazarı ve
Bingöl dağlarından kaynağını alır. Daha sonra Iğdır ovasına ulaşır. Burada
Çıldır gölünden kaynaklanan Arpaçay ile birleşir. Daha sonra ülkemizi terk
ederek Hazar denizine dökülür.
Kura nehri: Allahüekber ve Yalnızçam
dağlarından kaynağını alır. Ardahan ovasını geçtikten sonra Gürcistan
topraklarına, oradan da Azerbaycan’a geçer. Aras ile birleşerek Hazar denizine
dökülür.
3. Akarsu
Havzalarımız
Bir akarsuyun, bütün kollarıyla birlikte sularını topladığı ve
faaliyet gösterdiği alana havza denir. Eğer akarsular topladıkları
suları denize ulaştırabiliyorsa, böyle akarsuların havzası açık havzadır.
Ancak akarsular topladıkları suyu denize ulaştıramıyorsa, kara
içinde bir göle dökülüyorsa veya yeraltına sızıyorsa, bu tür akarsuların
havzası kapalı havzadır.
Ülkemizdeki akarsuların çoğunun havzası açıktır. Ancak iç kısımlarda kapalı
havzalar da vardır.
a. İç Anadolu Kapalı Havzaları
Konya kapalı havzası: Obruk platosunun güneyi ile
Orta Toroslar arasındadır. Hem Beyşehir gölünün suları, hem de çevreden gelen
sular toplanır. Bu sular, Konya ovasının çeşitli yerlerinde toplanarak tuzlu
bataklıklar oluşturur.
Tuz gölü kapalı havzası: Çökme sonucunda oluşan Tuz gölü çevresi bu havzayı oluşturur.
Cihanbeyli, Haymana ve Obruk platoları bu havzayı çevreler. Havzaya pek çok
akarsu dökülmekle birlikte, bazı akarsular Tuz gölüne ulaşmadan kaybolur.
Afyon – Akarçay kapalı havzası: İçerisinde Akşehir ve Eber göllerinin bulunduğu kapalı bir
havzadır. Bu havzaya Akarçay gibi önemli akarsular dökülür. Eber gölü, sularını
Akşehir gölüne boşaltır. Bu nedenle Eber gölünün suları tatlıdır. Yine, bu
havzada bulunan Karamık gölü, sularını bir düden vasıtasıyla Eğirdir gölüne
boşalttığı için onun da suları tatlı özellik gösterir.
b. Göller Yöresi Kapalı Havzaları
Akdeniz Bölgesi’nin kuzeybatısında, çok sayıdaki tektonik ve
karstik çukurluklarda göller oluşmuştur. Göllerin çokluğundan dolayı buraya Göller yöresi adı verilmektedir. Bu yöredeki Burdur
gölü ile Acıgöl ayrı birer kapalı havza durumundadır. Bunların yanında Salda ve
Yarışlı gölleri ile Bucak ve Kestel gölleri kapalı havzaları bulunur.
c. Van Gölü Kapalı Havzası
Van gölü ülkemizin en büyük gölüdür. Bir çöküntü alanı içerisinde
oluşmuştur. Etrafı yüksek dağlarla çevrilidir. Birçok akarsu bu gölümüze
dökülür. Göle dökülen başlıca akarsular Zilan, Muradiye (Bendimahi) çayları ile
Güzelsu ve Karasu’dur. Göle kuzeyden dökülen akarsular, volkanik kayalardan
taşıdıkları sodyum minerallerini gölde biriktirmiş ve göl sularının sodalı
olmasını sağlamışlardır.
4. Akarsularımızın
Rejimleri
Bir akarsuyun, yıl içinde gösterdiği akım değişikliğine akarsuyun rejimi denir. Bir yıl içerisinde, akımı fazla
değişmeyen akarsuyun rejimi düzenlidir. Bir yıl içerisinde, akımında belirgin
değişmeler meydana gelen akarsuyun rejimi de düzensizdir. Ülkemizde görülen
başlıca akarsu rejimi çeşitleri şunlardır:
a. Yağmur
Suları İle Beslenen Akarsular
Genel itibariyle Akdeniz iklim bölgesinde görülür. Bu akarsular
yağmur suları ile şekillenir. Yıl içindeki akımları, yağış dağılışı ile
paraleldir. Yağmurların başladığı mevsimlerde akımları fazla, yağışsız
mevsimlerde akımları azdır.
Karadeniz kıyılarında da yağmur suları ile beslenen akarsulara
rastlanır. Bu akarsular, yıl boyunca fazla bir çekilme göstermezler. Yağmurla
birlikte, dağlardan inen kar suları da eklendiği zaman ilkbahar aylarında
kabarırlar.
b. Kar
ve Buz Suları İle Beslenen Akarsular
Bunlar, yüksek dağlardan inen akarsularda görülür. Kar
erimeleriyle beslenirler. Kar yağışı ve don olayının görüldüğü kış mevsiminde
su seviyeleri düşüktür. İlkbahar sonlarında ve yaz aylarında ise suları artar.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Doğu Karadeniz dağlarında ve Orta Toroslar’ın yüksek
kısımlarında, yer yer bu özellikteki akarsular görülür.
c. Kaynak
Suları İle Beslenen Akarsular
Bu akarsular, yıl boyunca birkaç kaynağın sularını taşırlar. Su
seviyeleri yıl içerisinde çok az değişir. Akdeniz Bölgesi’nde daha yaygın
olmakla birlikte ülkemizin değişik yörelerinde bulunur.
d. Gölden
Çıkan Akarsular
Ülkemizin bazı akarsuları, göl çanaklarında biriken fazla suları
boşaltırlar. Bunlara göl ayağı (gideğen) denir. Bu tür akarsuların
rejimleri düzenlidir. En iyi örnekleri Göller yöresinde görülür (Çarşamba suyu,
Kovada çayı).
e. Karma
Rejimli Akarsular
Ülkemizde,
uzun olan ve birçok kol ile beslenen akarsuların rejimleri karmadır. Başka bir
ifade ile kolların beslenme özellikleri ana akarsuyu da etkilemektedir. Yıl
içinde taşıdıkları su miktarında farklılıklar görülür. Birden fazla kabarma ve
çekilme devreleri bulunur. Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya, Fırat, Dicle,
Seyhan ve Ceyhan nehirleri örnek olarak verilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder