22 Ocak 2014 Çarşamba

TÜRKİYE’NİN TOPRAKLARI

A.  TOPRAKLARIN OLUŞUMU
Fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak çözülmeye uğrayan taşların yüzeyi, zamanla ayrışmış mineraller, organik maddeler ile mikro organizmalardan oluşan bir örtüyle kaplanır. Bu örtüye toprak adı verilir. Ana kayanın fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkilerle parçalanıp ayrışarak toprağa dönüşmesine de toprak oluşumu denir. Toprağın oluşması çeşitli faktörlere bağlıdır.
1.      İklimin Etkisi
Yağış ve sıcaklık, toprak oluşumundaki en etkili iklim elemanlarıdır. Sıcaklık ve yağış ayrışma olaylarını ortaya çıkardığı gibi, bitki örtüsünün yetişmesini ve yerleşmesini de sağlar. Organik maddelerin parçalanması ve topraktaki canlı hayatın devam etmesi de sıcaklık ve yağış sonucudur.
2.      Bitki Örtüsünün Etkisi
Bitki örtüsü, toprak oluşumuna iklim ile bağlantılı olarak etki eder. Bu etki; topraklara organik madde kazandırma, bitki kökleri ve organik asitlerle ayrışmayı hızlandırma ve eğimli yamaçlarda oluşan toprakları tutma şeklinde görülür.
3.      Yer Şekillerinin Etkisi
Yükselti, eğim ve bakı toprak oluşumunda etkili olan faktörlerdir. Bu faktörler de yer şekillerine bağlı olarak ortaya çıkar. Yükseltiye bağlı olarak iklimde değişmeler olur. Dolayısıyla bitki örtüsü ve organik faaliyetlerde de değişmeler görülür. Bu değişmeler, topraktaki organik maddeler ile özelliklerini etkiler. Yükseldikçe sıcaklığın düşmesi kayaların ayrışma olayını etkiler. Toprak oluşumu az eğimli sahalarda daha fazladır. Eğim arttıkça aşınma da artacağından, toprak normal profil yapısını kazanamaz. Dağlık alanlarda, yamacın nemli hava kütlelerine ve Güneş’e dönük olması da toprak oluşumunu hızlandırmaktadır.
4.      Ana Materyalin Etkisi
Ana kaya (materyal), toprağa ana özelliğini veren ve toprağı oluşturan temel yapıdır. Örneğin, Akdeniz ikliminin görüldüğü alanlarda kireç taşları üzerinde kırmızı renkli topraklar, killi tabakalar üzerinde sert ve işlenmesi zor topraklar meydana gelir.
5.      Zamanın Etkisi
Kısa bir zaman süreci içinde toprak meydana gelmez. Toprak oluşumu için uzun bir zamana ihtiyaç vardır. Bütün katları oluşmuş bir toprağın meydana gelebilmesi için binlerce yılın geçmesi gereklidir. Bu nedenle toprağın oluştuğu alanın yaşı ile toprağın özelliği arasında sıkı bir ilişki vardır. Eski arazilerde toprak kalınlığı fazla iken, yeni arazilerde toprak kalınlığı daha azdır.
Toprak, yer kabuğunun üzerini örten gevşek bir tabakadır. Kalınlığı birkaç santimetreden, iki üç metreye kadar olabilir. Oluşumu tamamlanmış bir toprak kesitinde; ana kaya, ayrışmış kaya, ham toprak veolgun toprak katları bulunmaktadır. Bu katlara horizon adı da verilir.
A horizonu, toprağın en üst katı olup, bitkisel artıkların ayrışması ile oluşmuştur. Organik madde bakımından zengindir. Genellikle koyu renklidir. Bitkiler bu tabakada tutunarak yetişir ve gelişir.
B horizonu, toprağın üst katından taşınan kireçler, killer ve minerallerin biriktiği ham toprak tabakasıdır.
C horizonu, ana kayanın özelliğini taşıyan ayrışma katıdır.
D horizonu, toprağın temel özelliğini belirleyen ana kayanın bulunduğu katmandır.
Bitki artıklarının toprakta birikmesiyle oluşan koyu renkli organik maddeye humus denilmektedir. Humus kayaların ufalanması ve ayrışmasında etkili olmayıp, toprağa verimlilik kazandıran bir maddedir.
B.  TOPRAK TİPLERİ
Türkiye’deki topraklar oluşum koşullarına göre, yerli topraklar ve taşınmış topraklar olmak üzere ikiye ayrılır. Bu sınıflandırma, aynı zamanda zonal, intrazonal ve azonal şeklinde de yapılabilir. Taşlar ile kayaların, bulundukları yerlerde ve az eğimli yamaçlarda çözülmeleriyle oluşan topraklara yerli topraklarveya zonal topraklar denir. Eğimli yamaçlarda ana kaya üzerinde oluşan topraklara intrazonal, taşınmış topraklara ise azonal topraklar adı verilir.
1.      Yerli (Zonal) Topraklar
Yerli topraklar, iklim koşulları ve bitki örtüsüne bağlı olarak oluşurlar. Düz ve hafif eğimli yamaçlarda yerli topraklar yaygındır. Bu toprakların oluşumunda iklim birinci derecede etkilidir. Yerli toprakların ülkemizdeki çeşitleri ve dağılışları şöyledir:
a.   Kırmızı Renkli Akdeniz Toprakları
Akdeniz ikliminin etkili olduğu Akdeniz Bölgesi, Kıyı Ege ve Güney Marmara’da yaygındır. Genellikle kireç taşlarının üzerinde meydana gelirler. Oluşumlarında Akdeniz ikliminin yanısıra maki ve kızılçamlar da etkili olmaktadır. Sıcaklık etkisiyle oksitlenme olduğu için, bu topraklar kırmızı bir renk almıştır. Bu topraklaraterra rossa adı da verilmektedir.
b.   Kahverengi Orman Toprakları
Orman bakımından zengin alanlarda oluşurlar. Bu toprakların oluşumunda, iklim kadar eğim ve ana kaya da rol oynar. Genelde kireç taşı dışındaki ana kayalar üzerinde meydana gelirler.
Bu tür topraklar Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olmakla birlikte, İç Anadolu Bölgesi’nin 1000 – 1200 metreden yüksek alanlarında da yer yer görülür. İç Anadolu Bölgesi’nde, daha çok Kuzey Anadolu dağlarının güneye bakan yamaçlarında yaygındır. Yine Trakya’nın kuzeyinde Yıldız dağlarında, İç Batı Anadolu Bölümü’nde ve Güneydoğu Toroslar üzerinde de kahverengi orman topraklarına rastlanır. Bu tür topraklar tarım için pek uygun değildir. Çünkü orman alanlarında yağış miktarı fazla olduğu için, bitki besin maddelerinin büyük bir kısmı yıkanarak topraktan uzaklaştırılır. Ancak kahverengi orman toprakları ormanların yetişmesi için çok elverişlidir. Bu topraklar, kireçli ve kireçsiz orman toprakları gibi kısımlara da ayrılır.
c.   Kahverengi Bozkır (Step) Toprakları
Karasal iklime bağlı olarak ortaya çıkan bozkır alanlarında oluşmuştur. İç Anadolu ile Doğu Anadolu’nun çöküntü ovalarında kahverengi bozkır toprakları görülür. Bu topraklar yıllık yağışın 400 milimetrenin altında olduğu alanlarda daha yaygındır. Organik madde bakımından zengindir. Kahverengi bozkır toprakları üzerinde tahıl tarımı yaygın olarak yapılmaktadır.
d.   Kestane Renkli Bozkır (Step) Toprakları
Kestane renkli bozkır topraklarının oluştuğu yerlerde, yıllık yağış toplamı 400 milimetrenin üzerindedir ve ortalama sıcaklık 5 – 10 °C arasındadır. Bu tür topraklar, Doğu Anadolu ve İç Anadolu platoları ile İç Batı Anadolu Bölümü’nde yaygındır. Topraktaki organik madde oranı fazla olduğu için tahıl tarımı ile hayvancılık gelişmiştir.
e.   Çernezyomlar (Kara Topraklar)
Ülkemizde en yaygın olarak Erzurum – Kars platosunda oluşmuştur. Yüksek çayırlar bu sahaların tabii bitkileridir. Buralarda ayrışma az olduğundan, toprakta bol miktarda organik madde birikmiştir. Toprağa koyu ve siyah rengi bu organik maddeler verir. Çernezyomlar, yüksek boylu çayırların yetişmesine elverişli olduğu için hayvancılık açısından önemlidir. Bu topraklar tarım için elverişli olmalarına rağmen, bulunduğu sahaların yüksek olması tarımı zorlaştırmaktadır.
2.      Taşınmış (Azonal) Topraklar
Bitki örtüsünün olmadığı veya seyrek olduğu yamaçlarda ayrışan materyaller taşınır. Taşınan bu materyaller eğimin azaldığı dağ etekleri, ova tabanları veya akarsuların denize yaklaştığı ve döküldüğü alanlarda biriktirilir. Bu tür topraklara taşınmış topraklar denir. Taşınmış topraklarda olgun bir toprakta bulunan tabakalar görülmez. Çok çeşitli mineraller taşınarak geldiği için bu topraklar çok verimlidirler. Ülkemizde bulunan taşınmış topraklar ve özellikleri şöyledir:
a.   Alüvyal Topraklar
Alüvyal topraklar, akarsuların devamlı olarak taşkın ve biriktirme faaliyetlerini sürdürdükleri alanlarda oluşmaktadır. Bu topraklar çok ince tanelidir. Bütün delta ovalarımızda yaygın olmakla birlikte Erzurum, Muş, Konya, Erbaa, Niksar gibi ovalarda da yer yer alüvyal topraklar görülür. Alüvyal topraklar, genellikle mil ve kumlardan oluşur. Bu nedenle işlenmesi kolaydır. Ayrıca bitki besin maddeleri bakımından da zengin olması bu toprakların önemini artırmıştır. Alüvyal topraklar üzerinde her türlü tarımsal faaliyet yapılmaktadır. Ancak, deniz kıyısındaki alüvyal topraklar üzerinde tarım yapmak çok zordur. Çünkü, delta ovalarının denize yakın kesimlerinde, tuzlu su yüzeye çok yakın olduğundan tuzlaşma görülmektedir. Böyle alanlarda tarım yapabilmek için, tuzlu topraklar tatlı su ile yıkanmakta ve tuzu azaltılmaktadır.
b.   Kolüvyal Topraklar (Yamaç Toprakları)
Eğimli yamaçlarda yer çekimi ve suların etkisi ile taşınan çeşitli boyutlardaki materyallerin dağların eteklerinde birikmesiyle oluşurlar. Bu toprakları oluşturan materyaller genellikle köşeli ve iri çakıllardan oluşur. Yamaç topraklarının kimyasal ve fiziksel özelliklerini, yamaçtan gelen malzemenin özellikleri tayin eder. Bazı yerlerde bu topraklar çakıllı, kireçsiz ve kahverengi bir görünüm arzederken, bazı yerlerde kireçli, killi ve kırmızımsı özellikler gösterir.
Yamaç topraklarına, Kuzey Anadolu dağlarının güney yamaçlarında, Toroslar’da, Bozdağlar’ın kuzeyinde ve Aydın dağlarının güneyinde yer yer rastlanmaktadır. Eğimli yamaçlardaki ana kaya üzerinde oluşan topraklara intrazonal topraklar denilmektedir. Eğimli yamaçlarda, ayrışma olayı sürekli ise sadece iri malzemelerden oluşan taşlı topraklar hakim olur. Bu tür topraklara da litosol denir.
Bunun yanında, yamaç eteklerinde kum boyutundaki materyallerle meydana gelen kumlu topraklar da oluşabilir. Bu tür topraklara ise regosol adı verilir. Ülkemizde litosol ve regosol topraklar Taşeli platosu ile İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki volkanik alanlarda görülmektedir. Yamaç toprakları derindir ve suyu çok geçirgendir. Bu topraklar ormanlar ile bağ ve meyve bahçelerinin yetiştirilmesi için daha uygundur. Çünkü yamaç toprakları, kökleri derine giden ve kumlu toprakları seven bitkiler için elverişlidir.
Türkiye, toprak bakımından düşünüldüğünde Dünya’nın şanslı ülkeleri arasındadır. Ülkemizde iklim, yer şekilleri, bitki örtüsü, jeolojik yapı gibi faktörlerin çeşitli olması, topraklarımızın da çok çeşitli olmasını sağlamıştır. Buna bağlı olarak ülkemizde, birbirinden farklı tarım ürünleri yetişebilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YATMA ZAMANI

GEREKLİ OLANLAR: Oyuncak hayvan Oyuncağı içine alacak büyüklükte karton kutu Eski havlu, eski kumaş parçaları, pamuk Çocuğunuz uy...