DERS 10: ÇOCUĞUNUZUN İLK PEDAGOGU
OLMAYA NE DERSİNİZ?
Çocuklarınızı gözlemler misiniz? Veya çocuğunuzu
gözlemlerken nelere dikkat etmeniz gerektiği hakkında bilginiz var mı? Ebeveynlerin
büyük bir çoğunluğundan çocukları ile ilgili olarak şu tarz kaygıların ifade
edildiğine şahit olurum.
- Sorun anlarında nasıl tepki
vereceğimi kestiremiyorum.
- Bazen çocuğumun ne Yapmaya
çalıştığını anlayamıyorum.
- Daha başarılı olması için ne yapmalıyım
bilemiyorum.
Her şeyden önce bu soruların cevabı
için çocuğunuzu tanımalı ve davranışının nedeni hakkında bilgi sahibi
olmalısınız. Bunun dışında bu kaygıların izale edilebilmesi için evvela çeşitli
eğitsel faaliyetlerden istifade etmeli ve çocuk eğitimine ve çocuk
psikolojisine dair çeşitli kitaplar okumalısınız. Gerek bu kitaplardan, gerek
eğitsel süreçlerden ve gerekse ebeveynlik güdü ve tecrübelerinden edindiğiniz
bakış açısı ile çocuğunuzun ilk pedagogu siz olmalısınız. Tabii buradaki ifademden
bu işin uzmanı pedagoglara gerek olmadığı anlamı anlaşılmamalıdır. Çocukla
ilgili net bir yargıya ulaşılması gereken durumlar karşısında ve psikolojik
sorunlar karşısında ilgili uzmandan yani bir pedagog, psikolog veya çocuk
psikiyatrisinden destek alınmalıdır. Burada kastettiğim sadece annenin pedagog
hassasiyetinde olması gerektiğidir:
Ebeveynin pedagojik rolü nasıl
olmalıdır?
1. Objektif olmalı: Ebeveynlerin büyük bir kısmı
çocuklarının normal üstü bir zekaya sahip olduklarını düşünürler. Bir kısmı da
çocuklarının davranışsal anlamda problemli olduklarına öylesine inanmışlardır
ki çocuklarının hemen her davranışını bu düşüncelere bağlar, dolayısıyla
objektif değerlendiremezler. Her iki durumda da ebeveynin çocuğunu ve çocuğunun
davranışlarını objektif bakış açısı ile değerlendiremediği ve çocuğuna hatalı
yaklaşımlar sergiledikleri görülür. Bu nedenle ebeveyn çocuğunu gözlemlerken ve
davranışlarını anlamaya çabalarken objektif olmayı ve her davranışı kendi
konumunda değerlendirmeyi ihmal etmemelidir.
2. Çok yönlü gözlemlemeli: Çocuk farklı ortamlarda
gözlemlenmelidir. Evde, parkta, yemek yerken, hastayken, yabancı biriyle
birlikteyken vs. Aynı davranışın farklı zaman ve ortamlardaki yansılamalarını
bilmek ebeveynin çocuğa doğru tepkilerle yaklaşmasını ve çocuğunu anlayabildiği
için davranışsal anlamda mesafe kat edebilmesini kolaylaştırır.
3. Peşin hükümlü olmamalı: Nice ebeveynler vardır ki “çocuğum
yaramaz” veya “saygısız” diyerek gerek kendi zihinlerini bulandırıp çocuklarını
tanıyamamış ve gerekse çevresindekilerin kendi çocuklarına önyargıyla
yaklaşmalarına sebep olmuşlardır.
4. Uzmanlara danışılabilmeli: Ebeveyn çocuğunu kapsamlı olarak ve
objektif olarak gözlemledikten sonra çocuğunu daha iyi tanıyabilecek ve
çocuğundaki normal dışı süreçleri daha çabuk fark edecektir. Nasıl çocuktaki
fiziksel bir hastalık karşısında bir çocuk hekimine başvuruyorsa psikolojik,
davranışsal ve gelişimsel bir sorun karşısında da ebeveyn gözlemlediği normal
dışı süreç için ilgili uzmanlara (psikolog, pedagog, psikiyatrist, özel eğitim
uzmanı, konuşma terapisti gibi) danışacaktır.
5. Çocuğa değerli olduğu
hissettirilmelidir: Ebeveynin
her hareket ve ifadesinde çocukta “annem-babam bana değer veriyor” düşüncesini
uyandırabilmelidir.
Ailem
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder