20 Ocak 2014 Pazartesi

LOZAN ANTLAŞMASI

Konferansa Hazırlık ve Görüşme Konuları
Mudanya Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra İtilaf Devletleri, 28 Ekim 1922’de TBMM Hükümeti’ni Lozan’da toplanacak olan barış konferansına davet ettiler.
Mustafa Kemal Paşa, Mudanya görüşmelerinde başarılı olan İsmet Paşa’nın Lozan’a baştemsilci olarak gönderilmesini uygun buldu. İsmet Paşa Dışişleri Bakanlığı’na getirildi ve çalışmalar hızlandırıldı.
İtilaf Devletleri Lozan’a İstanbul Hükümeti’ni de davet ettiler. Bu duruma tepki gösteren TBMM 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmıştır.
TBMM Hükümeti Lozan Konferansı’na katılarak; Misak-ı Milli’yi gerçekleştirmeyi, Türkiye’de bir Ermeni Devleti’nin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonları kaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Doğu Trakya, Ege Adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleri arasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal...) çözmeyi amaçlamış, Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.
20 Kasım 1922’de Lozan görüşmeleri başladı. Osmanlı borçları, Türk – Yunan sınırı, Boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapıldı. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul’un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır. Temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923’te görüşmelerin kesilmesi savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir.
Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923’te tekrar başladı. 23 Nisan’da başlayan görüşmeler, 24 Temmuz 1923’e kadar devam etmiş ve bu tarihte Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması ile sonuçlanmıştır.
Lozan Antlaşması’nın Önemli Maddeleri
Kapitülasyonlar
Lozan Barışı’yla yabancılara adli, mali ve yönetim alanlarında tanınan ayrıcalıklar tamamen kaldırılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kapitülasyonlardan dolayı yerli üretim haksız rekabet karşısında gerilemiş, Türkiye hammadde satan, mamül madde alan bir ülke haline gelmişti. Kapitülasyonların kaldırılmasıyla, Türkiye’nin ekonomik, siyasal ve hukuksal alanda gelişmesini engelleyen unsurlar ortadan kaldırılmıştır.
Devlet Borçları
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1854’ten Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Avrupalı devletlerden aldığı borçlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra kurulan devletlere paylaştırılmıştır. Türkiye’nin payına düşen Osmanlı borçlarının takside bağlanarak Fransız Frangı ile ödenmesi kabul edilmiştir.
Türkiye’nin lehine oluşan bu durumla hem borç yükü azaltılmış, hem de ödeme kolaylığı sağlanmıştır. Ayrıca, Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar) yönetimi kaldırılarak Türk ekonomisi üzerindeki denetim kaldırılmıştır. Yeni Türk Devleti’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun borçlarını üstlenmesi Türkiye’yi Osmanlı Devleti’nin devamı gibi göstermiştir.
Azınlıklar
Türkiye sınırları içinde kalan bütün azınlıkların Türk vatandaşı olduğunu açıklamıştır. Böylece, azınlıklara Türkiye’nin egemenliğiyle bağdaşmayan haklar verilmemiş, Avrupalı devletlerin azınlıkları bahane ederek Türkiye’nin içişlerine karışması engellenmiş ve Türkiye’nin azınlıklara farklı kanunlar uygulamayacağı ortaya konulmuştur.
Türkiye’deki en kalabalık azınlık durumunda bulunan Rumların İstanbul hariç Yunanistan’a gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Buna karşılık Batı Trakya hariç Yunanistan’da yaşayan Türklerin ise Türkiye’ye gönderilmesine kara verilmiştir. Yunanistan’ın Türkiye’de daha fazla Rum bırakmak istemesi nüfus mübadelesini zorlaştırmıştır.
Boğazlar Sorunu
Lozan’da Boğazlarla ilgili uzun tartışmalar olmuştur. Boğazlar sorunu aşağıdaki şekilde çözümlenmiştir;
- Boğazların idaresi, başkanlığını bir Türk’ün yapacağı uluslararası komisyona bırakılmıştır.
- Boğazların her iki yakasında 20’şer km’lik askerden arındırılmış bölge oluşturulmuştur.
- Oluşturulan askersiz bölgeye olağanüstü bir durum yaşandığında Türkiye’nin asker sokabileceği kararlaştırılmıştır.
- Boğazlardan ticaret gemilerinin serbestçe geçmesine karar verilmiştir. Savaş gemilerine ise tonaj sınırlaması getirilmiştir.
- İstanbul’daki işgal güçlerinin şehri bir buçuk ay içerisinde boşaltmaları kararlaştırılmıştır.
YORUM: Boğazlar Komisyonu’nun kaldırılmaması Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenliğini sınırlandırmıştır.
Yabancı Okullar
Türkiye’deki yabancı okulların bağlı bulunacakları rejim Lozan’da bir esasa bağlanmıştır. Buna göre, yabancı okullar Türk kanunlarına ve diğer okulların bağlı bulundukları tüzük ve yönetmelik hükümlerine uyacaklardır. Türk hükümeti bu okulların öğrenimini düzenleyecektir. Lozan Antlaşması’ndan sonra Türkiye’de kurulmuş olan yabancı okullar Türk Milli Eğitimi’ne bağlanmış ve kontrol altına alınmıştır.
Ermenistan Sorunu
Sevr Antlaşması ile Doğu Anadolu’da kurulmasına karar verilen Ermeni Devleti’nden vazgeçilmiş ve bölgenin Türk toprağı olduğu kabul edilmiştir.
İstanbul’un Boşaltılması
Lozan Antlaşması TBMM Hükümeti tarafından onaylandıktan altı hafta sonra işgal kuvvetleri İstanbul’u boşaltacaktır. 6 Ekim 1923 tarihinde İtilaf Devletleri İstanbul’u boşaltmıştır.
Patrikhane
I.Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı boyunca azınlıklar ve dış güçlerle birlikte hareket eden Fener Patrikhanesi’nin, yabancı kiliselerle ilişki kurmaması şartı ile Türkiye’de kalması kabul edilmiştir. Lozan’da Fener Patrikhanesi’nin siyasal ayrıcalıkları sona erdirilmiştir.
Savaş Tazminatı
Kurtuluş Savaşı’nın en büyük sorumlusu durumunda bulunan, Anadolu’nun büyük bir bölümünü tahrip eden ve Türk milletini iki yıl boyunca savaş felaketi ile karşı karşıya bırakan Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç’ı Türkiye’ye bırakmıştır. Lozan’da İtilaf Devletleri’nin Türkiye’den istediği savaş tazminatı verilmemiştir.
Sınırlar
- Lozan’da Türkiye’nin Suriye sınırı 1921 yılında Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması’na göre belirlenmiştir. Hatay ve İskenderun Fransızların denetimine bırakılarak Misak-ı Milli sınırlarından taviz verilmiştir.
- Irak sınırı Türkiye ile İngiltere arasında sorun olmuştur. Musul – Kerkük sorunundaki anlaşmazlıktan dolayı sınır belirlenememiştir. Sınırın daha sonra TBMM ile İngiltere arasında yapılacak olan ikili görüşmelerle belirlenmesine karar verilmiştir. Dolayısıyla Irak sınırı Lozan’da çözümlenememiştir.
- Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınır Mudanya Ateşkesi ile belirlenen Meriç nehri olarak kabul edilmiştir.
- Bozcaada ve İmroz adalarının Türkiye’de kalması, Midilli, Sakız, Sisam adalarının Yunanistan’a bırakılması, fakat bu adalarda Yunanistan’ın asker bulundurmaması, Oniki Ada’nın İtalya’ya bırakılması kabul edilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YATMA ZAMANI

GEREKLİ OLANLAR: Oyuncak hayvan Oyuncağı içine alacak büyüklükte karton kutu Eski havlu, eski kumaş parçaları, pamuk Çocuğunuz uy...