20 Ocak 2014 Pazartesi

AMASYA GÖRÜŞMELERİ, OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN TOPLANMASI, MİSAK-I MİLLİ, İSTANBUL'UN RESMEN İŞGALİ

AMASYA GÖRÜŞMELERİ
Ali Rıza Paşa Hükümeti, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin etkisiyle kuruldu. 7 Ekim 1919’da Mustafa Kemal Paşa yayınladığı bir bildirgeyle milletle hükümet arasında anlaşma sağlandığından resmi haberleşme yasağının kaldırıldığını bildirdi. Mustafa Kemal Paşa, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde kurulan milli teşkilata saygılı olması halinde Ali Rıza Paşa’ya yardım edeceğini bildirdi. Ali Rıza Paşa 9 Ekim 1919’da Temsilciler Kurulu’na görüşme önerisinde bulundu. Temsilciler Kurulu’nun bu isteği kabul etmesi üzerine görüşmelerin Amasya’da yapılmasına karar verildi.
20 – 22 Ekim tarihleri arasında yapılan görüşmelere Temsilciler Kurulu adına Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa katıldı. Görüşmeler sonucunda şu konularda karara varıldı:
1. Türk vilayetleri düşmana terk edilmeyecek, hiçbir şekilde manda ve himaye kabul edilmeyecek, Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı korunacaktır.
2. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, hukuki bir kuruluş olarak İstanbul Hükümeti’nce tanınacaktır.
3. İtilaf Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında toplanacak konferansa Temsilciler Kurulu tarafından uygun görülen kimselerin katılması sağlanacaktır. Ayrıca Temsilciler Kurulu’nun rızası olmadan düşmanlarla barış görüşmelerine gidilmeyecektir.
4. Meclis-i Mebusan’ın İstanbul’da toplanmasının güvenlik açısından uygun olmadığı kabul edilecektir.
5. Mebusan Meclisi toplanacak ve milletvekili seçimleri serbestçe yapılacaktır.
Amasya Görüşmeleri sonucunda;
- Osmanlı Hükümeti, Temsilciler Kurulu’nu ve Milli Mücadele hareketini resmen tanımıştır.
- Osmanlı Hükümeti Meclisin açılması dışındaki kararları kabul etmemiştir.
- Temsilciler Kurulu’nun Anadolu’da otoritesi güçlenmiştir.
OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN TOPLANMASI
Osmanlı Mebusan Meclisi’nin toplanması Amasya Görüşmeleri sırasında kabul edilmiş ve İstanbul Hükümeti de bu durumu tasdik etmişti. Mebusan Meclisi’nin açılabilmesi için; seçimlerin yapılması, toplantı yerinin tespiti ve meclis çalışmalarının düzene konulması gibi ön hazırlıkların yapılması gerekiyordu. İtilaf Devletleri seçimlerin yapılmasına karışmamış ve yapılan oylamalar sonucunda beklentilerin tersine Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin adayları veya destekledikleri kişiler milletvekili seçilmişti. İtilaf Devletleri’nin seçimlerin yapılmasına ve Mebuslar Meclisi’nin açılmasına müdahale etmemesinde;
- İstanbul’un İtilaf Devletleri’nin denetiminde bulunmasından dolayı kararların istekleri doğrultusunda alınacağına inanmaları
- İstanbul Hükümeti’nin başkent dışındaki bir parlamentonun Temsilciler Kurulu’nun denetimine girebileceği endişesi
etkili olmuştur.
Meclis-i Mebusan’ın İstanbul’da toplanmasının kesinleşmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa, görüşülecek konuları saptamak amacıyla Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin üyelerinden milletvekili seçilenleri Ankara’ya davet etti. Ancak İstanbul Hükümeti’nin engellemelerinden dolayı Ankara’daki toplantıya beklenen sayıda milletvekili katılmadı. Mustafa Kemal Paşa, Mebuslar Meclisi’ne katılacak vekillerden;
- Meclis başkanlığına kendisinin seçilmesini
- Mebusan Meclisi’nde Müdafaa-i Hukuk grubunun oluşturulmasını
- Meclisin İstanbul dışında toplanmasını sağlanmasını
- Misak-ı Milli kararlarının Mecliste kabul ettirilmesini
istemiştir.
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra 12 Ocak 1920’de İstanbul’da Mebuslar Meclisi toplanarak çalışmalarına başladı. Mustafa Kemal Paşa meclis başkanlığına seçilemedi. Müdafaa-i Hukuk Grubu yerine Felah-ı Vatan (Vatanın Kurtuluşu) grubu kuruldu. Bu durum mebusların saltanata bağlılığını sürdürdüğünü göstermektedir. Meclisteki çalışmalar her ne kadar Mustafa Kemal Paşa’nın istediği yönde gerçekleşmemişse de 28 Ocak 1920’de Meclis-i Mebusan gizli oturumda Türk Milleti için çok önemli olan Misak-ı Milli’yi kabul etmiştir.
MİSAK-I MİLLİ
Misak-ı Milli Kararları ve Önemi

1. Osmanlı Devleti’nin Mondros Mütarekesi’ni imzaladığı 30 Ekim 1918 tarihinde düşman ordularının işgali altında bulunan Arap memleketlerinin durumu, halkın serbestçe vereceği oya göre belirlenmelidir. Bu mütareke hududu içinde Türk ve İslam çoğunluğu bulunan toprakların tümü, hiçbir şekilde ayrıcalık kabul etmez bir bütündür.
2. Halkın oyları ile anavatana katılan üç sancakta (Elviye-i Selase: Kars, Ardahan, Batum) gerekirse halkoyuna başvurulmalıdır.
3. Türkiye ile yapılacak barışa bırakılan Batı Trakya’nın hukuki durumunun tespiti de halkın tam bir özgürlükle vereceği kararlara uygun olmalıdır.
4. Hilafet merkezi ve Osmanlı Devleti’nin başkenti olan İstanbul ile Marmara Denizi’nin güvenliği her türlü tehlikeden korunmalıdır. İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının dünya ticaret ve ulaşımına açılması konusunda bizimle diğer ilgili devletlerin birlikte vereceği kararlar geçerlidir.
5. İtilaf Devletleri ve bazı ortakları arasında kararlaştırılmış olan anlaşma esasları dairesinde azınlıkların hakları, komşu memleketlerdeki Müslüman halkın aynı haklardan yararlanmaları şartıyla tarafımızdan kabul edilecektir.
6. Milli ve iktisadi gelişmemizi sağlamak amacıyla tam bir serbestiyet sağlanması, siyasi, adli ve mali gelişmemize engel olan sınırlamaların kaldırılması gerekir. Hissemize düşecek borçların ödenmesi de bu esasa aykırı olmayacaktır.

Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin Misak-ı Milli’yi kabul ve ilan etmesi, İstanbul’un ulusal hareketine ılımlı baktığını ve Meclis kararı ile bunun hukuken sağlamlaştırıldığını göstermektedir. Bu durum İstanbul’da Milli Mücadele hareketi lehine bir kamuoyu oluşmasına yol açmış, Temsilciler Kurulu’na ve Mustafa Kemal Paşa’ya güveni artırmıştır.
İSTANBUL’UN RESMEN İŞGALİ
Meclisin açılmasına ses çıkarmayan İtilaf Devletleri, Mebuslar Meclisi’nin açılmasıyla hükümet ve padişahın yönetime egemen olacağını umuyorlardı. Ancak kendi istek ve görüşlerinin dışında kararların çıkması üzerine İtilaf Devletleri, tavırlarını değiştirerek müdahaleye başladılar.
İtilaf Devletleri 15 Mart’ta 150 kadar aydını tutukladıktan sonra 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal ettiler. Mebuslar Meclisi’ni basarak Kuvay-i Milliye yanlısı milletvekillerinin bir kısmını tutukladılar ve Malta’ya sürgüne gönderdiler.
İstanbul’un Resmen İşgalinin Sonuçları
- İstanbul’un işgali Mustafa Kemal Paşa’yı görüşlerinde haklı çıkarmıştır.
- İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u resmen işgal etmeleri, Mustafa Kemal Paşa’ya Ulusal Mücadeleyi padişah adına yürüttüğünü söyleme olanağı sağlamıştır.
- İstanbul’dan kaçan aydın, asker ve milletvekilleri Milli Mücadeleye ve daha sonra açılacak olan TBMM’ye katıldılar. İstanbul’un işgali Anadolu hareketine katılımları artırmıştır.
- İtilaf Devletleri’nin Mebuslar Meclisi’ni kapattırmaları, Milli iradeyi yok etmeyi amaçladıklarını göstermektedir
- Osmanlı Mebusan Meclisi’nin kapanması, Mustafa Kemal Paşa’ya Ankara’da TBMM’yi açma olanağı sağlamıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YATMA ZAMANI

GEREKLİ OLANLAR: Oyuncak hayvan Oyuncağı içine alacak büyüklükte karton kutu Eski havlu, eski kumaş parçaları, pamuk Çocuğunuz uy...