14 Ocak 2014 Salı

18. YÜZYILDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

18.YÜZYIL SİYASAL OLAYLARI
18. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti, Karlofça Antlaşması’yla kaybettiği toprakları geri alarak Avrupa’da tutunmayı ve eski gücünü korumayı amaçlamıştır. Bu nedenle Karlofça Antlaşması’yla toprak kaptırdığı Kutsal İttifak devletleriyle savaşlara başlamıştır. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu kaybettiği yerleri geri alamadığı gibi yeni topraklar da kaybederek Avrupa’dan çekilişini sürdürmüştür. Pasarofça Antlaşması’ndan sonra Osmanlı devlet adamları mevcut toprakları koruyabilmek amacıyla barışçı bir politikaya ve askeri ıslahatlara ağırlık vermiştir.
1. Osmanlı – Rus İlişkileri
Rusya, 18. yüzyılda ordu ve donanmasını güçlendirerek Osmanlı İmparatorluğu’na rakip hale gelmiştir. Rusların;
- Slavları ve Ortodoksları Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtması
- Lehistan’a yerleşmek istemesi
- Kırım’a yerleşerek Karadeniz’e hakim olmak, Boğazlardan geçerek Akdeniz’e inmek ve dünya ticaretine ulaşmak istemesi
gibi amaçları Osmanlı Devleti’nin menfaatleriyle çelişmiş ve iki devlet arasında sık sık savaşlar yaşanmıştır.
Prut Savaşı ve Sonuçları
Osmanlı Devleti’yle Rusya arasında Prut Savaşı’nın başlamasında Osmanlı Devleti’nin;
- İstanbul Antlaşması’yla kaybettiği yerleri geri almak istemesi
- Rusların yayılmacı politikalarını engellemeye çalışması
- Kırım Hanlığı ve İsveç Krallığı’nı Rusya’ya karşı korumak istemesi
- Balkanlardaki Slav ve Ortodoks vatandaşlarının Rusya tarafından kışkırtılmasını önlemek istemesi
gibi nedenler etkili olmuştur.
Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Türk ordusu, Prut nehri yakınlarında Rus ordusunu kuşattı. Rus Çarı I.Petro barış istedi (1711). Rusya ile Osmanlı Devleti arasında Prut Antlaşması imzalanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu Prut Savaşı sırasında elde ettiği avantajı antlaşmaya yansıtamamıştır. Bunda yeniçeri askerlerinin isteksiz davranışları ve Baltacı Mehmet Paşa’nın bu askerlere güvenememesi etkili olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu Azak kalesi ve çevresini alarak Rusları Karadeniz’den uzaklaştırmıştır. Osmanlı Devleti Karlofça ve İstanbul Antlaşmalarıyla kaybettiği yerleri geri alma konusunda ümitlenmiştir.
2. Osmanlı – Venedik ve Avusturya Savaşları
18. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu ile Venedikliler arasında savaşların başlamasında;
- Osmanlı Devleti’nin Karlofça Antlaşması’yla kaybettiği Mora Yarımadası’nı geri almak istemesi
- Venediklilerin Karadağlıları Osmanlılara karşı isyana kışkırtmaları
gibi nedenler etkili olmuştur.
Osmanlı Devleti, Venediklilere savaş açarak Mora Yarımadası’nı ele geçirmiştir (1715). Bu gelişme üzerine Karlofça Antlaşması’nın bozulduğunu ileri süren antlaşmanın garantör devleti Avusturya, Osmanlı Devleti’ne savaş açtı (1716). Osmanlı Devleti, Avusturya’ya yenildi; Belgrad kalesi ve Temeşvar Avusturya’nın eline geçti. Osmanlı – Venedik ve Avusturya Savaşları Pasarofça Antlaşması’yla sona ermiştir (1718). Pasarofça Antlaşması’nın sonucunda;
- Osmanlı Devleti kaybettiği toprakları geri alamayacağını anlamış ve barışçı bir politika takip ederek elinde kalan toprakları korumaya çalışmıştır.
- Osmanlı Devleti Avrupalı devletlerin üstünlüğünü kabul ederek, Avrupa’daki gelişmelerin paralelinde ıslahatlar yapmıştır. Lale Devri ile başlayan Avrupa’nın etkisi gün geçtikçe artmıştır.
- Balkanların kapısı durumundaki Belgrad’ın Avusturya’ya kaptırılmasından sonra bölgedeki güç dengesi Avusturya’nın lehine bozulmuştur.
3. Osmanlı – Rusya ve Avusturya Savaşları
Osmanlı Devleti ile İran savaş halindeyken Rusya ve Avusturya Osmanlı topraklarını paylaşmak amacıyla gizli bir ittifak kurdular. Rusya, tarihi emellerine ulaşmak için Balkanlardaki Ortodoksları kışkırttı ve Kırım’a saldırarak Azak kalesini topraklarına kattı. Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş açtı (1736). Yine bu dönemde Rusların Lehistan’ın iç işlerine karışması da iki devlet arasında sorun olmuştur.
Osmanlı – Rus savaşının başlamasından sonra Rusya ile önceden ittifak yapan ve durumu kendi açısından uygun bulan Avusturya, Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. İki büyük Avrupa devletiyle savaşmak zorunda kalan Osmanlı Devleti, iki cephede de önemli başarılar kazanarak Avusturya’yı Belgrad’dan Rusya’yı Kırım’dan çıkarmıştır.
Osmanlı Devleti, Fransa’nın araya girmesi sonucunda Avusturya ve Rusya ile ayrı ayrı Belgrad Antlaşmaları’nı imzalamıştır (1739). Belgrad Antlaşmaları’nın sonucunda;
- Osmanlı Devleti’nin Karadeniz’deki üstünlüğü kesinleşmiştir.
- Rusların Boğazları tehdidi bir süre engellenmiştir.
- 18. yüzyılda Osmanlı Devleti en karlı antlaşmayı imzalamış ve Avrupa’da uzun süren barış dönemi başlamıştır.
- Antlaşmanın imzalanmasında arabuluculuk yapan Fransa, Osmanlı Devleti’nden yeni imtiyazlar elde etmiştir. Kapitülasyonlar sürekli hale getirilmiş ve Kudüs’teki kutsal yerlerin yönetimi Katolik olan Fransa’ya bırakılmıştır. Bu gelişmelerden sonra Fransız malları Osmanlı ülkesinde daha fazla yayılmıştır.
4. 1768 – 1774 Osmanlı – Rus Savaşı
18. yüzyılda Osmanlı Devleti’yle Rusya arasında Lehistan sorun olmuştur. Osmanlı Devleti, Rusya ile arasında tampon olarak tuttuğu Lehistan’ın bağımsızlığını savunurken, Rusya yayılmacı bir politika takip ederek Lehistan’a hakim olmaya çalışmıştır. Rusya’nın 1763’te Lehistan kralının ölümü üzerine Rus taraftarı bir kişiyi Lehistan kralı seçtirmesi Lehistan’da ayaklanmalara neden olmuştur. Leh milliyetçilerinin isyanlarını bastırmak isteyen Rusya, Lehistan’a asker göndermiş ve Osmanlı Devleti’ne sığınan Leh milliyetçilerini takip ederek Osmanlı sınırlarını ihlal etmişti. Rusların Osmanlı sınırlarına girerek Lehleri ve Türkleri öldürmesi Osmanlı – Rus savaşının başlamasına neden olmuştur (1768).
İki devlet arasındaki savaş, Prusya kralının aracılık yapması sonucunda Küçük Kaynarca Antlaşması imzalanarak sona erdirilmiştir (1774). Bu antlaşmaya göre;
a. Kırım Hanlığı bağımsız bir devlet olacak; sadece dini konularda Osmanlı halifesine bağlı kalacaktır.
Bu madde ile;
- Osmanlı Devleti ilk defa halkı Türk ve Müslüman olan bir toprak parçasını kaybetmiştir.
- Kırım’a egemen olmak isteyen Rusya, önemli bir fırsat yakalamıştır.
- Osmanlı Devleti siyasal ilişkilerde ilk defa halifeliğin dinsel gücünden yararlanmıştır. Böylece, Kırım ile dini ve kültürel bağların devam ettirilmesi amaçlanmıştır.
b. Osmanlı ülkesinde yaşayan Ortodoksların himayesi Rusya’ya verilecektir.
c. Rusya, Osmanlı ülkesinde istediği yerlerde konsolosluk açabilecek ve İstanbul’da sürekli elçi bulundurabilecektir.
İkinci ve üçüncü maddelerle;
- Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmasına ortam hazırlanmıştır.
- Osmanlı ülkesi Rusya’nın etkisine açık hale gelmiştir.
- Osmanlı ülkesinde yaşayan Ortodoksların isteklerini Rusya’ya iletme imkanı doğmuştur.
- Rusya’nın Panislavizm politikasına uygun ortam hazırlanmıştır.
d. Rusya Avrupa devletlerinin yararlandığı kapitülasyonlardan faydalanacaktır.
e. Rusya Karadeniz’de donanma bulundurabilecek, Rus ticaret gemileri Karadeniz ve Akdeniz’de serbestçe dolaşabilecektir.
Bu madde ile;
- Karadeniz Türk gölü olma özelliğini kaybetmiştir.
- Rusya tarihinde ilk defa İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını geçerek sıcak denizlere ulaşma imkanı elde etmiştir.
f. Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecektir.
Bu madde ile, Osmanlı Devleti tarihinde ilk defa tazminat ödemiş ve zayıfladığı ortaya çıkmıştır.
g. Rusya savaşta ele geçirdiği Eflak, Boğdan ve Besarabya’yı geri verecek, Eflak ve Boğdan beylerinin haklarını koruyabilecektir.
Bu madde, bazı Balkan ulusları üzerinde Rusların etkisinin arttığını göstermektedir.
5. Osmanlı – Rus ve Avusturya Savaşları (1787 – 1792)
18. yüzyılın sonunda Osmanlı Devleti’nin Rusya ve Avusturya ile savaşmasında;
- Rusların Kırım’ı işgal etmeleri ve Osmanlı topraklarına hakim olmak istemeleri
- Rusya’nın Avusturya ile ittifak yaparak Osmanlı Devleti’nin Balkan topraklarını aralarında paylaşmaları
- Rusya ile Avusturya’nın Osmanlı Devleti’ni yıkarak İstanbul’u almak ve Bizans İmparatorluğu’nu yeniden kurmak için planlar yapmaları
- Rusların genişlemesinden endişelenen İngiltere ve Prusya’nın Osmanlı Devleti’ni savaşa kışkırtması
gibi nedenler etkili olmuştur.
Osmanlı Devleti, Kırım’ı geri almak ve Rusya’nın emellerine son vermek için Rusya’ya savaş açtı (1787). Osmanlı – Rus savaşı başladıktan kısa bir süre sonra, Belgrad antlaşmasıyla kaybettiği yerleri geri almak isteyen Avusturya, Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. Bu savaşlar sırasında Osmanlı Devleti her iki cephede de ağır yenilgilere uğramıştır.
Prusya’nın Osmanlı Devleti’yle ittifak yaparak Avusturya sınırına asker yığması ve Fransız İhtilalinin yaydığı milliyetçilik düşüncesinin ülke bütünlüğünü tehdit etmesi üzerine Avusturya, Osmanlı Devleti ile Ziştovi Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekilmiştir (1791). Osmanlı Devleti ile Avusturya arasındaki savaş Yaş Antlaşması ile sona ermiştir (1792). Yaş Antlaşması ile Osmanlı Devleti Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu onaylamıştır.
6. Osmanlı – Fransa İlişkileri (1798 – 1801)
18. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı Devleti’yle Fransa arasında iyi ilişkiler kuruldu. Fransa’nın Mısır’ı işgal etmesi, Osmanlı – Fransız ilişkilerinin bozulmasına neden olmuştur. Fransa’nın Osmanlı Devleti’nin Mısır eyaletini işgal etmesinde;
- Orta Doğu’ya egemen olarak İngiltere’nin sömürgelerine giden yolları ele geçirmek ve bölgedeki İngiliz çıkarlarına darbe vurmak istemesi
- Fransa’nın Yedi Yıl Savaşlarındaki kayıplarını telafi etmeye çalışması
- Mısır’ın stratejik ve ekonomik yönlerden önemli bir konumda bulunması
- Napolyon’un Fransa’dan uzaklaştırılarak yönetim için tehdit oluşturmasının engellenmek istenmesi
gibi nedenler etkili olmuştur.
1798 yılında Napolyon komutasındaki Fransız donanması Mısır’a saldırdı. Bu olay üzerine Fransızların bölgeye (Akdeniz’e) yerleşmesi çıkarlarına ters düşen İngiltere ve Rusya ittifak yaparak Osmanlı Devleti’nin yanında yer aldılar.
Osmanlı kuvvetleri Rusya’nın yardımıyla Yunan adalarını Fransa’dan geri aldılar. İngilizler İskenderiye yakınlarındaki Ebukır limanındaki Fransız donanmasını yaktılar.
Napolyon, Fransız donanması yandıktan sonra Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak amacıyla Suriye üzerine yürüyerek Akka kalesine kadar ilerledi. Burada Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizam-ı Cedit ordusuyla yapılan savaşı Napolyon kaybetti (1799). Bir süre daha devam eden savaş El-Ariş Antlaşması ile sona ermiştir (1801). Bu antlaşma ile;
- Mısır yeniden Osmanlı idaresine girmiştir.
- İngiltere, Doğu ticaret yolunu tehdit eden Fransa’yı etkisiz hale getirerek Akdeniz’de üstünlük sağlamıştır.
Fransa’nın Mısır’ı işgali sonucunda;
- Osmanlı Devleti’nin topraklarını tek başına koruyamayacağı ortaya çıkmıştır.
- Ruslar Boğazlardan ilk defa savaş gemilerini geçirmişlerdir.
- Osmanlı Devleti varlığını devam ettirebilmek için denge politikası izlemeye başlamıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YATMA ZAMANI

GEREKLİ OLANLAR: Oyuncak hayvan Oyuncağı içine alacak büyüklükte karton kutu Eski havlu, eski kumaş parçaları, pamuk Çocuğunuz uy...