14 Ocak 2014 Salı

19. YÜZYILDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

19. YÜZYILDAKİ SİYASAL GELİŞMELER
19. yüzyıl başında Osmanlı ordusunun Rusya’ya karşı Tuna boylarına gönderilmesi üzerine, Boğaz’ı korumakla görevli askerler Kabakçı Mustafa önderliğinde ayaklanarak III.Selim’i tahttan indirmişler ve yerine IV.Mustafa’yı tahta çıkarmışlardır (1807). Bu olaydan sonra III.Selim dönemindeki yenilik hareketleri durmuştur. III.Selim taraftarı olan Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa askerleriyle İstanbul’a gelerek IV.Mustafa’nın yerine II.Mahmut’u tahta çıkarmıştır (1808).
1. Sened-i İttifak (1808)
Bu senet II.Mahmut ile ayanlar arasında imzalanmıştır. Ayanlarla II.Mahmut arasında Sened-i İttifak’ın yapılmasında Alemdar Mustafa Paşa önemli rol oynadı. Bu senette şunlar yer almıştır:
a. Ayanlar padişahın emirlerini yerine getirecektir.
- Bu belge Osmanlı Devleti’nin, ayanları tanıyarak hukukileştirdiğini göstermektedir.
- Bu belge Osmanlı Devleti’nin ayanlara söz geçiremeyecek kadar zayıfladığını göstermektedir.
b. Sadrazamın kanun ve ittifaka uygun olarak vereceği emirlere uyulacak, uygun olmayanlara karşı konulacaktır.
c. Ayanlar, devletin eyaletlerden asker almasına karşı gelmeyecektir.
d. Her yerde hazine gelirlerinin devletin koyduğu kanun ve hükümlere göre toplanması sağlanacaktır.
Bu hükümle;
- Devlet vergi adaletini sağlamaya çalışmıştır.
- Kanunlara aykırı olarak toplanan vergilere karşı çıkılmıştır.
e. Ayanlar devlet adamları gibi anlaşmaya uyacaklar, uymayanlara karşı birlikte hareket edilecektir.
f. Padişah aşırı vergi koymayacak, eşit ve adaletli vergi alacaktır.
g. İstanbul’daki yeniçeri ve diğer ocaklarda isyan çıktığında ayanlar emir beklemeksizin İstanbul’a gelerek isyan eden ocağı ortadan kaldıracaktır.
2. Milliyetçilik Hareketleri
Çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı İmparatorluğu, Fransız İhtilali’nin getirdiği ulusçuluk akımından en fazla etkilenen devletlerden biridir. 18. ve 19. yüzyıllarda Rusya başta olmak üzere İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti içinde yaşayan ulusları kışkırtmışlardır. Bu kışkırtmalar sonucunda Balkanlarda Sırplar ve Rumlar ayaklanmıştır.
Sırp İsyanı
Osmanlı İmparatorluğu’na karşı milliyetçilik isyanı ilk defa Sırplar tarafından başlatılmıştır.
Sırpların isyan etmesinde;
- Rusya başta olmak üzere bazı Avrupa devletlerinin kışkırtmaları
- Osmanlı merkezi otoritesinin zayıflaması
- Toprak düzeninin bozulması
- Savaş alanı haline gelen Sırbistan topraklarının sık sık el değiştirmesi
- Sırbistan’da görev yapan memurların ve yeniçerilerin halka karşı sorumsuz davranışları
- Milliyetçilik düşüncesinin Sırplar arasında yayılması
gibi nedenler etkili olmuştur.
1804 yılında Sırplar Kara Yorgi başkanlığında ayaklandılar. 1806’da Osmanlı – Rus savaşının başlaması, Sırp isyanının bastırılmasını geciktirmiştir. Çünkü bu savaş sırasında Ruslar Sırpları desteklemiştir. 1806 – 1812 Osmanlı – Rus savaşları sonucunda imzalanan Bükreş Antlaşması’yla Osmanlı Devleti Sırplara bazı ayrıcalıklar vermiştir (1812). Bu ayrıcalıklarla yetinmeyen Sırplar, bağımsızlık yolunu açacak imtiyazlar isteyerek ayaklandılar. Osmanlı Devleti, Napolyon tehlikesinden kurtulan Rusların olaya karışmasını engellemek için Sırplara yeni haklar tanımıştır (1815). Yunan isyanının başlamasından sonra yeniden ayaklanan Sırplar Edirne Antlaşması’yla özerk bir devlet haline gelmiştir (1829). Böylece, içişlerinde serbest hale gelen Sırplar, Rusların Osmanlı Devleti’ne baskıları sonucunda Berlin Antlaşması’yla bağımsız olmuşlardır(1878).
Yunan İsyanı
Osmanlı İmparatorluğu’nda diğer uluslardan daha fazla imtiyaza sahip olan Rumların ayaklanmasında;
- Milliyetçilik akımının Rumlar arasında yaygınlaşması
- Rusya, İngiltere ve Fransa gibi Avrupa devletlerinin Rumları isyana kışkırtmaları
- Yunanlıların eski Bizans İmparatorluğu’nu yeniden kurmak istemeleri
gibi nedenler etkili olmuştur.
Rum isyanının yaygınlaşmasında ve başarıya ulaşmasında;
- Ticaret faaliyeti yapan Rumların zenginleşmeleri
- Rumların okullar ve cemiyetler kurarak yapacakları isyan hareketlerine ortam hazırlamaları (Bu cemiyetlerden en önemlisi Etnik-i Eterya’dır).
- Rumların Divan-ı Hümayun elçilik tercümanlığı gibi devletin önemli memurluklarında görev almaları
- Rumların Avrupalı devletler tarafından desteklenmesi
- Osmanlı Devleti’nin Yanya valisi Tepedelenli Ali Paşa’nın isyan etmesi ve devletin isyanı bastırmak için uğraşması gibi gelişmeler etkili olmuştur.
UYARI: Avrupalı devletlerin Rumlarla yakından ilgilenmesinde, Rumları eski Yunan uygarlığını meydana getirenlerin torunları olarak görmeleri ve aynı dinden olmaları etkili olmuştur. Avrupalıların Yunanlıları desteklemeleri, 19. yüzyıl Avrupa diplomasisinde din unsurunun etkili olduğunu göstermektedir.
Rumlar; Rusların desteğini almak ve Balkan uluslarını isyanlarına ortak etmek amacıyla ilk isyanı Eflak’ta başlattılar (1820). Başarısızlıkla sonuçlanan bu girişimlerden sonra, Rumlar Mora’da isyan başlattılar (1821). İngiltere. Rusya ve Fransa Yunanistan’ın özerkliğini Osmanlı Devleti’ne zorla kabul ettirmek amacıyla harekete geçtiler. Avrupa’nın üç büyük devleti birleşerek Navarin Limanı’nda Osmanlı ve Mısır donanmalarını yaktılar (1827). Navarin Faciası sonucunda;
- Yunan isyanı yeniden başlamıştır.
- Doğu Akdeniz’de Ruslara karşı deniz gücü kalmamıştır.
- Rusya, Osmanlı Devleti’ne savaş açmıştır.
- Avrupalı devletlerin Yunan isyanına destek vermeleri sonucunda isyan uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Din unsuru diplomaside belirgin bir şekilde görülmüştür.
3. Osmanlı – Rus Savaşı (1828 – 1829)
Osmanlı Devleti, ordusunun önemli bir bölümünü oluşturan Yeniçeri Ocağı’nı kaldırdı (1826). Yeni bir kara ordusu kurulamadığı için Osmanlı Devleti’nin kara kuvvetleri zayıfladı. 1827 yılında İngiltere, Rusya ve Fransa’dan oluşan ittifak Navarin Limanı’nda Osmanlı donanmasını yaktı. Bu durum Osmanlı deniz gücünü ortadan kaldırdı.
Rusya, Osmanlı Devleti’nin kara ve deniz gücünden yoksun hale gelmesinden yararlanarak;
- Tarihi emellerine ulaşmak ve açık denizlere çıkmak
- Yunanistan’ın bağımsız olmasını sağlamak
gibi amaçlarla Osmanlı Devleti’ne savaş açtı (1828).
Ruslar Rumeli’de ilerleyerek Edirne’yi, Doğu Anadolu’da ise Erzurum’u ele geçirdiler. Avrupa devletlerinden destek alamayan Osmanlı Devleti zor durumda kalmış ve Edirne Antlaşması’nı imzalayarak savaşa son vermiştir (1829). Osmanlı Devleti açısından önemli sonuçlar doğuran Edirne Antlaşması’yla;
- Milliyetçilik isyanları başarıya ulaşmış ve Yunanistan’ın bağımsız olması imparatorluk içindeki diğer uluslara örnek olmuştur.
- Osmanlı Devleti geniş toprak kaybına uğramıştır.
- Devlet ekonomik sıkıntı içerisine girmiş ve yapılacak ıslahatlar aksamıştır.

4. Mısır Sorunu
Yunan isyanının bastırılmasında etkili olan Mehmet Ali Paşa’ya Girit valiliği verildi. Ancak, Yunan isyanı sırasında Mora Osmanlı Devleti’nin elinden çıktığı için Mehmet Ali Paşa’ya verilemedi. Mehmet Ali Paşa II.Mahmut’tan Mora’ya karşılık Suriye valiliğini istedi. Bu isteğin kabul edilmemesi üzerine Mehmet Ali Paşa Suriye’ye güçlü bir ordu gönderdi (1831). İbrahim Paşa komutasındaki Mısır kuvvetleri üzerlerine gönderilen Osmanlı ordularını mağlup ederek Kütahya’ya kadar ilerlediler (1833). Bu gelişmeler sonucunda zor durumda kalan II.Mahmut, İngiltere ve Fransa’dan yardım istedi. Avrupa devletleri bu olaya ilgi göstermeyince padişah, Osmanlı Devleti’nin düşmanı Rusya’dan yardım istedi. Rusya’nın gönderdiği bir filo İstanbul Boğazı’nı geçerek Büyükdere önlerine geldi.
Bu gelişme İngiltere ve Fransa’yı endişelendirmiş ve iki tarafın arasını bulmak için harekete geçirmiştir. İngiltere ve Fransa, Rusya’nın Akdeniz’e inmesini istemediklerinden dolayı padişah II.Mahmut ile anlaşması için Mehmet Ali Paşa’ya baskı yaptılar. Sonuçta; Mısır sorunu iç sorun olmaktan çıkmış, Avrupa sorunu haline gelmiştir.
Avrupalı devletlerin baskılarına dayanamayan Mehmet Ali Paşa Osmanlı Devleti ile Kütahya Antlaşması’nı imzalamıştır (1833). Böylece, Kütahya Antlaşması’yla Mısır sorunu geçici olarak çözümlenmiştir.
Kütahya Antlaşması’ndan sonra, Rus donanmasının İstanbul’dan ayrılması gerekiyordu. II.Mahmut; Mısır valisinin yeniden çıkarabileceği bir isyan konusunda İngiltere ve Fransa’ya güvenmediği için Rusya’ya yaklaştı. Sonuçta Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında 8 yıl sürecek Hünkar İskelesi Antlaşması imzalanmıştır (1833). Hünkar İskelesi Antlaşması’yla;
- Rusya, Karadeniz’de güvenliğini sağlamıştır.
- Osmanlı Devleti, Mehmet Ali Paşa’nın herhangi bir saldırısına karşı Rusya’nın desteğini sağlamıştır.
- İngiltere bu antlaşmaya tepki göstermiş ve Boğazlar sorunu ortaya çıkmıştır.
- Osmanlı Devleti, Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını son kez tek başına kullanmıştır.
- Osmanlı Devleti, Rusya’nın himayesi altına girmiştir.
Balta Limanı Antlaşması (1838)
Osmanlı Devleti, Mehmet Ali Paşa’ya karşı İngiltere’nin Mısır’daki menfaatlerini kullanarak desteğini sağlamaya çalıştı. İngiltere ise Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu zor durumdan ve Bab-ı Ali’nin yakınlaşmasından faydalanarak yeni bir ticaret antlaşmasının yapılmasını istedi. Türk – İngiliz Ticaret (Balta Limanı) Antlaşması’yla;
- Yabancı mallar Osmanlı pazarlarına egemen olmuştur.
- Osmanlı Devleti ekonomik yönden giderek dışa bağımlı hale gelmiştir.
- Osmanlı ülkesinde uygulanan iç gümrük vergisi yabancılardan kaldırılmıştır. Bunun sonucunda yerli tüccarların yabancı tüccarlarla rekabet etmesi zorlaşmış ve ülkede yabancı tüccarların etkisi artmıştır. Bazı yerli tüccarlar ticaret hayatından çekilmiştir.
- Osmanlı ülkesinde ticaret gelirlerinin büyük bir bölümü yabancıların eline geçmiştir.
- Osmanlı Devleti verdiği imtiyazlarla Mehmet Ali Paşa’ya karşı İngiltere’nin desteğini sağlamıştır.
25 Kasım 1838’de, İngiliz antlaşmasının şartlarıyla Fransa ile Osmanlı Devleti arasında 10 maddelik bir ticaret antlaşması imzalanmıştır. Böylece Osmanlı Devleti Mehmet Ali Paşa lehine siyaset izleyen Fransa’yı da yanına çekmeye çalışmıştır.
Mısır Sorununun Çözümlenmesi ve 1840 Londra Konferansı
1839 yılında Mehmet Ali Paşa, bağımsızlığını ilan ederek yeniden Osmanlı topraklarına saldırdı. Osmanlı ordusu Nizip Savaşı’nda yenildi. Bu olay başta İngiltere olmak üzere Avrupa devletlerini yeniden harekete geçirdi. Avrupalı devletler Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmasını önlemek amacıyla konunun bir konferansta görüşülmesini önerdiler. Bu nedenle Londra’da İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya’nın katıldığı bir konferans düzenlendi (1840). Fransa, Doğu Akdeniz’deki siyasal ve ekonomik çıkarlarından dolayı Mehmet Ali Paşa’yı desteklemiş ve Londra’daki konferansa katılmamıştır.
Londra Sözleşmesi’ne göre;
- Mısır valileri rütbe ve kıdem konusunda Osmanlı vezirleriyle eşit haklara sahip olacaktı.
- Mehmet Ali Paşa ve onun soyundan gelen kişiler Mısır’ı yönetecek, Mısır valileri Mehmet Ali Paşa sülalesinden kişiler arasından padişah tarafından seçilecektir.
- Mısır’da vergiler padişah adına toplanacak ve ¼’ü İstanbul’a gönderilecektir.
- Suriye ve Adana valilikleri Osmanlı Devleti’ne geri verilecektir.
- Tanzimat Fermanı’nın esasları ve Osmanlı Devleti’nin imzaladığı antlaşmalar Mısır’da da geçerli olacaktır.
- Osmanlı Devleti’nde kabul edilen kanunlar Mısır’da da geçerli olacaktır.
- Belirtilen şartlara uyulmadığı takdirde Mısır’a verilen imtiyazlar hükümsüz sayılacaktır.
Bu sözleşme ile;
- Mısır özerk bir eyalet haline gelmiştir.
- Mısır sorunu çözümlenmiştir.
- Mısır isyanı Osmanlı Devleti’nin bir valisine söz geçiremeyecek kadar zayıfladığını ortaya koymuştur. İstanbul ve Anadolu’nun güvenliği Avrupalı devletler tarafından sağlanmıştır.
5. Boğazlar Sorununun Çözülmesi
Mısır sorununun çözümlenmesinden sonra Avrupalı devletler Boğazlar sorununu ele aldılar. Boğazlar sorunun görüşmek üzere İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya, Prusya ve Osmanlı Devleti temsilcileri Londra’da toplandılar. Yapılan çalışmalar sonucunda Londra Boğazlar Sözleşmesi imzalandı (1841). Londra’da Boğazların Osmanlı egemenliğinde kalması ve bütün savaş gemilerine kapalı tutulması kabul edilmiştir.
- Boğazlar uluslararası bir statü kazanmıştır.
- Rusya, Hünkar İskelesi Antlaşması ile elde ettiği imkanları kaybetmiştir. Ancak, Karadeniz’deki güvenliğini devam ettirmiştir.
- İngiltere ve Fransa bu antlaşmadan karlı çıkmıştır.
- Osmanlı Devleti’nin Boğazlar üzerindeki mutlak egemenliği sona ermiştir.
6. Büyük Devletlerin Osmanlı Politikaları
İngiltere’nin Osmanlı Politikası
Büyük bir sömürge imparatorluğu kuran İngiltere, 19. yüzyılın sonlarına kadar Osmanlı toprak bütünlüğünü savunmuştur. İngiltere’nin Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü korumasında;
- Sömürgelerine giden en kısa yolların, zayıflamış olan Osmanlı Devleti’nin topraklarından geçmesi ve yolların serbestçe kullanılması
- Sömürgelerine giden yolların güvenliğinin sağlanması
- Osmanlı Devleti’nin hammadde ve pazar olanaklarından yararlanması
- Rusya ve Fransa gibi devletlerin Osmanlı Devleti’ne hakim olmasını engellemek istemesi
gibi nedenler etkili olmuştur.
İngiltere, 1878’den sonra Osmanlı toprak bütünlüğünü korumaktan vazgeçmiştir. Bunda Osmanlı Devleti’nin Almanya’ya yaklaşması, İngiltere’nin Osmanlı ülkesindeki stratejik önemi olan yerlere hakim olma düşüncesi ve Osmanlı Devleti’nin iyice zayıflaması gibi nedenler etkili olmuştur.
Fransa’nın Osmanlı Politikası
Kanuni döneminde başlayan dostluk, Fransa’nın Mısır’ı işgaliyle bozulmuştur (1798). Fransa daha sonraları Osmanlı topraklarını ele geçirmek için Cezayir ve Tunus’u topraklarına katmıştır. Fransa I.Dünya Savaşı’ndan sonra Anadolu’da işgal faaliyetlerine katılmıştır.
Rusya’nın Osmanlı Politikası
Çar I.Petro ile belirlenen Rusya’nın Osmanlı politikasının amacı İstanbul’u ve Boğazları ele geçirerek sıcak denizlere ulaşmaktı. Bu amaçla Rusya, Osmanlı Devleti’yle sürekli savaşlar yaptı. Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Ortodoksların koruyuculuğunu üstlenen Rusya, Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışma olanağı elde etti. Balkan milletlerini Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırttı ve destekledi. Kırım Savaşı ve Paris Antlaşması ile Rusya’nın emelleri bir süre engellendi. Ancak, Rusya Panislavizm propagandası ile bütün Balkanları harekete geçirmeye çalıştı. Ermenileri isyana teşvik etti. I.Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. Fakat Bolşevik İhtilali’nden dolayı Anadolu’nun işgalinde yer alamamıştır.
Almanya’nın Osmanlı Politikası
Almanya, İngiltere’nin sömürgelerine giden yolları ele geçirmek ve İngiltere’nin pazarlarına sahip olmak istiyordu. Bundan dolayı Osmanlı Devleti’yle yakınlaştı. İngiltere 1878’den sonra Osmanlı toprak bütünlüğünden vazgeçtiğinden Osmanlı Devleti Almanya’ya yakınlık duydu. Almanya bu sayede çeşitli siyasi ve ekonomik çıkarlar elde etti. Örneğin, Bağdat demiryolu yapımını Almanlar gerçekleştirdi. Osmanlı Devleti’nde Alman uzmanlar görev yapmıştır.
 
7. Kırım Savaşı
Kırım Savaşı’nın Nedenleri
- Rusya’nın tarihi emellerini gerçekleştirerek sıcak denizlere ulaşmak istemesi
- İngiltere’nin Osmanlı toprak bütünlüğünü savunması üzerine Rusya’nın kutsal yerler sorununu gündeme getirmesi
- Rusya’nın Osmanlı Devleti ile Avrupa devletleri arasında iyi ilişkiler kurulmasını ve yapılan yeniliklerle güçlenmesini istememesi
- İstanbul’a gelen Rus elçisinin protokol kurallarına uymaması ve devlet adamlarına baskı yapması üzerine Osmanlı Devleti’nin elçiyi ülkesine göndermesi
- Rusya’nın Osmanlı Devleti’ne Ortodoks kilisesinin kutsal yerlerle ilgili isteklerini onaylattıktan sonra, Osmanlı sınırları içindeki bütün Ortodoksların Rusya tarafından himaye edilmesini istemesi
gibi istekler ve davranışlar Osmanlı Devleti’nin bağımsızlık ve egemenlik haklarına aykırı olduğundan kabul edilmemiş, bu durum Rusya ile Osmanlı Devleti’nin ilişkilerinin kesilmesine neden olmuştur.
Rusya’nın Sinop’ta Osmanlı donanmasını yakması üzerine İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti ile bir ittifak antlaşması imzalayarak Rusya’ya savaş ilan ettiler (1854). Müttefikler Kırım’da Sivastopol’u ele geçirince Rus çarı barış istemek zorunda kaldı. Osmanlı Devleti, Rusya, İngiltere, Fransa, Piyemonte, Avusturya ve Prusya’nın katıldığı Paris Barış Konferansı toplandı. Yapılan görüşmeler sonucunda Paris Antlaşması imzalandı (1856).
Paris Antlaşması ve Önemi
1. Osmanlı Devleti Avrupa devleti sayılacak, devletler genel hukukundan yararlanacak ve toprak bütünlüğü Avrupalı devletlerin garantisi altında olacaktır.
Bu maddeyle;
- Osmanlı Devleti, Avrupalı devletlerin garantisi altına girmekle, kendini koruyamayacak kadar zayıf bir devlet olduğunu kabul etmiştir.
- İngiltere ve Fransa, çıkarlarının tehlikeye girmesine seyirci kalmayacaklarını göstermişlerdir.
- Osmanlı Devleti, Rusya’ya karşı oluşturulan Avrupa devletler topluluğuna kabul edilmiştir.
- Osmanlı Devleti’nin Avrupa devletlerinin koruması altına girmesi, devlet adamlarının Tanzimat’la başlayan ıslahat sürecini rahatlıkla devam ettirmesini sağlamıştır.
2. Karadeniz tarafsız hale getirilecek, sadece ticaret gemilerine açık olacak; Osmanlı Devleti ve Rusya, Karadeniz’de savaş gemisi bulunduramayacak ve tersane kuramayacaklardır.
Bu maddeyle;
- Osmanlı Devleti savaşı galip bitirmesine rağmen, yenik bir devlet durumuna düşürülmüştür.
- Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki emelleri bir süre için engellenmiştir.
- İngiltere ve Fransa, Akdeniz’deki güvenliklerini korumuşlardır.
3. İki taraf savaşta aldıkları yerleri geri verecektir.
4. Boğazlar konusunda 1841 tarihli Londra Boğazlar Antlaşması geçerli olacaktır.
Bu maddeyle; Boğazlar üzerinde uluslararası statü devam etmiştir.
5. Eflak ve Boğdan’ın sahip oldukları haklar ve ayrıcalıklar genişletilecek, bu beyliklerin ve Sırbistan’ın hakları antlaşmayı imzalayan devletlerin ortak garantisi altında bulunacaktır
Bu maddeyle;
- Avrupalı büyük devletler Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmışlardır.
- Büyük devletler Balkan uluslarının bağımsızlığına ortam hazırlamışlardır.
- Rusya’nın Balkanlara sarkarak etkinlik kazanması engellenmiştir.
6. Avrupa devletleri Islahat Fermanı’nı memnunlukla karşılamışlar ve Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmamayı kabul etmişlerdir.
Bu maddeyle;
- Islahat Fermanı’nın antlaşmada yer alması Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmalarına zemin hazırlanmıştır.
- Islahat Fermanı Avrupalı devletlerin baskısıyla hazırlanmıştır.
Kırım Savaşı ve Paris Antlaşması sonucunda;
- Rusya, Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışma şeklindeki imtiyazlarını kaybetmiştir.
- Osmanlı Devleti ilk defa bu savaş sırasında dışarıdan borç para almıştır.
- Rusya, Ortodokslar için Küçük Kaynarca’da elde ettiği söz söyleme hakkını kaybetmiştir.
- Osmanlı Devleti yeni teknolojik gelişmelerle (telgraf, demiryolu...) tanışmıştır.
Osmanlı Devleti’ne Paris Antlaşması’yla verilen garantiler kağıt üzerinde kalmış, sağlanması öngörülen barış ve güven ortamı kısa sürmüştür.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YATMA ZAMANI

GEREKLİ OLANLAR: Oyuncak hayvan Oyuncağı içine alacak büyüklükte karton kutu Eski havlu, eski kumaş parçaları, pamuk Çocuğunuz uy...