14 Ocak 2014 Salı

TÜRKİYE SELÇUKLU DEVLETİ (ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ)

1. Türkiye Selçuklu Devleti’nin Kuruluş Dönemi

Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleymanşah’tır. Süleymanşah, İznik’i başkent yaparak bağımsızlığını ilan etti (1077). Bizans’a karşı başarılı olan Süleymanşah’ın hükümdarlığı, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah ve Abbasi halifesi tarafından onaylanmıştır.
Anadolu’da ortaya çıkan yeni Türk devleti güçlenerek Bizans İmparatorluğu’nun taht kavgalarına müdahale etti. İmparator Mihael’e karşı Botaniates’i destekleyen Süleymanşah, onun tahta çıkmasını sağladı. Bu durumdan yararlanarak Güney Marmara, Kocaeli Yarımadası, Üsküdar ve Kadıköy’ü ele geçirdi. Böylece Anadolu yakasındaki Bizans toprakları Anadolu Selçuklularının hakimiyeti altına girmiştir.
Bizans, Balkanlardan gelen tehlikelerle uğraştığı için Anadolu Selçuklularıyla anlaşma yapmak zorunda kalmış ve böylece Selçukluların batı sınırları güvence altına alınmıştır. Bu durumdan yararlanarak topraklarını genişletmek isteyen Süleymanşah, doğuya sefere çıktı. Adana, Tarsus, Kozan ve Antakya’yı alan Süleymanşah’ın Haleb’i kuşatması, Anadolu Selçuklularıyla Suriye Selçuklularının arasını açtı. Yapılan savaşı Suriye Selçukluları kazandı ve Süleymanşah bu savaşta öldü (1086). Süleymanşah’ın ölümünden sonra Anadolu Selçuklu tahtı 6 yıl boş kalmıştır.
Melikşah, Süleymanşah’ın ölümü üzerine oğulları Kılıç Arslan ve Kulan Arslan’ı yanına getirterek ölünceye kadar elinde tutmuştur. 1092 yılında Melikşah’ın ölümünden sonra serbest kalan I.Kılıç Arslan Anadolu’ya gelmiş ve Anadolu Selçuklu Devleti’nin başına geçerek Fetret Devri’ne son vermiştir (1092). I.Kılıç Arslan tahta geçtikten sonra devleti yeniden düzenlemeye ve Anadolu’da birliği sağlamaya çalışmıştır. I.Kılıç Arslan İzmir’de kurulan Çaka Beyliği ile iyi ilişkiler kurdu. Karadan ve denizden sıkıştırılmaktan korkan Bizans, I.Kılıç Arslan ile Çaka Bey’in arasının açılmasını sağladı ve bunun sunucunda I.Kılıç Arslan kayınpederi Çaka Bey’i öldürttü. Bizans ile anlaşan I.Kılıç Arslan doğuya yönelerek Malatya’yı kuşattı. Ancak bu sırada Haçlı Seferleri başladı. Birinci Haçlı Seferi’ne katılan orduları durduramayan Anadolu Selçuklu Devleti, Batı Anadolu’yu boşaltarak merkezini Konya’ya taşımak zorunda kaldı. I.Kılıç Arslan, Anadolu’da siyasal birliği büyük ölçüde sağladıktan sonra Musul üzerine yürüdü. Burada Büyük Selçuklu ordularıyla yaptığı savaşta öldü ve Anadolu Selçuklu Devleti yeniden buhranlı bir döneme girdi (1107).
I.Kılıç Arslan’ın ölümünden sonra Anadolu Selçuklu Devleti bir süre başsız kaldı. Sonunda Danişmentlilerin desteğini sağlayan I.Mesut Anadolu Selçuklu tahtına geçti (1116). Sultan Mesut Ankara, Çankırı, Kastamonu, Elbistan, Malatya ve Antep çevresini topraklarına kattı. Büyük Selçuklu Devleti’nin çöküş dönemine girmesi I.Mesut’un işini kolaylaştırmış ve bu dönemde hem Bizans mağlup edilmiş, hem de II.Haçlı Seferi’ne başarıyla karşı konularak Haçlılar Konya yakınlarında yenilgiye uğratılmıştır.
2. Türkiye Selçuklu Devleti’nin Yükseliş Dönemi
1155 yılında II.Kılıç Arslan’ın Anadolu Selçuklu hükümdarı olmasından iki yıl sonra Büyük Selçuklu İmparatorluğu dağıldı. Bu durum Anadolu Selçukluları’nın daha serbest hareket etmesini sağlamıştır. II.Kılıç Arslan tahta geçtikten sonra bir taraftan kardeşleriyle bir taraftan da Musul atabeyi, Kilikya Ermenilerive Bizans İmparatorluğu ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu mücadelelerde başarılı olan II.Kılıç Arslan, 1178’de Danişmentoğulları Beyliği’ne son vererek Sakarya’dan Fırat’a kadar olan Anadolu topraklarını kendisine bağlamıştır.
II.Kılıç Arslan, Haçlı Seferleriyle Batı Anadolu ve Marmara’da sarsılan Türk egemenliğini yeniden kurmak amacıyla, himayesi altındaki Türkmenleri kullanarak Bizans sınırını zorlamıştır. Bizans İmparatoru Manuel, Türklerin güçlenmesinden ve topraklarını genişletmesinden rahatsızlık duymuş ve Türkleri Anadolu’dan atmak amacıyla farklı uluslardan oluşan büyük bir orduyu Anadolu’ya göndermiştir. Türkiye Selçuklularının orduları Denizli yakınlarındaki Kumdanlı mevkiinde Bizans ordularıyla karşılaşmıştır. Miryokefalon Savaşı’nı Türkiye Selçukluları kazanmıştır (1176). Bu savaşın sonucunda;
- Anadolu kesin olarak Türk vatanı haline gelmiş ve Türklerin Anadolu’dan atılamayacağı kanıtlanmıştır.
- Türkler taarruza, Bizans ise savunmaya geçmiştir.
- Haçlı Seferlerinin etkisiyle Bizans İmparatorluğu’na geçen Anadolu’daki üstünlük yeniden Selçuklulara geçmiştir.
- Türkiye Selçukluları siyasal, kültürel ve ekonomik yönlerden hızlı bir gelişme sürecine girmiştir.
II.Kılıç Arslan, Anadolu’da Türk siyasal birliğini önemli ölçüde sağlamıştır. Yaşlılığını ileri süren II.Kılıç Arslan, ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırarak büyük bir hata yapmıştır. Çünkü şehzadeler arasında başlayan taht kavgaları devletin güç kaybetmesine neden olmuştur. Taht kavgalarının devam ettiği sırada III.Haçlı Seferi başlamıştır. İçeride taht kavgaları devam ettiğinden dolayı III.Haçlı Seferi’ne gereken önem verilememiştir.
II.Kılıç Arslan’ın ölümünden sonra, I.Gıyaseddin Keyhüsrev tahta çıktı (1192). Ancak, bir süre sonra Rükneddin Süleymanşah tarafından tahttan indirilmiştir (1196). Kısa sürede, içerdeki anlaşmazlıkları çözen Rükneddin Süleymanşah, Bizans’ı ve Çukurova Ermenileri’ni mağlup etti. Ayrıca Erzurum ve çevresi ele geçirilerek Saltukoğulları Beyliği’ne son verilmiş ve Gürcistan’a sefer düzenlenmiştir. Bu sefer sırasında ölen Rükneddin Süleymanşah’ın yerine I.Gıyaseddin Keyhüsrev ikinci defa Anadolu Selçuklu hükümdarı olmuştur.
I.Gıyaseddin Keyhüsrev ikinci hükümdarlığı sırasında; askeri hareketlerini ekonomik ve ticari çıkarlar doğrultusunda düzenlemiştir. Bu amaca ulaşmak için I.Gıyaseddin Keyhüsrev, Karadeniz ticaret yolunu açmaya çalışmış, diğer taraftan Antalya’yı fethederek Akdeniz’i Türk ticaretine açmıştır. Ticaret merkezi haline getirilen Antalya’da donanma inşa edilmiş ve Venediklilerle ticaret anlaşması yapılmıştır. Antalya’nın fethiyle Türkler, Çaka Bey’den sonra ilk defa önemli bir deniz gücüne sahip olmuştur. I.Gıyaseddin Keyhüsrev’in bu davranışları denizcilik faaliyetlerine önem verdiğine, uluslar arası ticareti teşvik ve himaye ettiğine kanıt olarak gösterilebilir.
Türkiye’yi uluslararası ticaret yolunun merkezi durumuna getiren I.Gıyaseddin Keyhüsrev, Alaşehir yakınlarında İznik Rum İmparatorluğu ile yapılan savaşta şehit olmuş ve yerine oğlu I.İzzettin Keykavus geçmiştir (1211).
I.İzzettin Keykavus, Trabzon Rum İmparatoru’na hakimiyetini kabul ettirdi. Sinop’u alarak ticaret merkezi haline getirdi (1214). Selçuklu hakimiyetinden çıkmış olan Antalya’yı geri alarak Akdeniz ve Karadeniz’deki ticaret yollarının güvenliğini sağladı. I.İzzettin Keykavus döneminde Kıbrıs Krallığı ve Venediklilerle ticaret anlaşmaları yapılmış, Trabzon Rum İmparatorluğu ve Çukurova Ermenileri vergiye bağlanmıştır.
I.İzzettin Keykavus’un ölümünden sonra yerine kardeşi I.Alaeddin Keykubat geçmiştir (1220). I.Alaeddin Keykubat döneminde, Anadolu Selçuklu Devleti en parlak zamanını yaşamıştır. I.Alaeddin Keykubat, Asya’da büyük bir tehlike haline gelen Moğollar’a karşı tedbirler aldı. Bu tedbirler çerçevesinde doğudaki kale ve surlar tamir edilmiş ve komşu devletlerle ittifaklar kurulmuştur.
I.Alaeddin Keykubat, Akdeniz’de önemli ticaret merkezlerinden biri olan Alanya’yı (Alaiye) topraklarına kattı (1223) ve Alanya’da tersane kuruldu. Bu durum Selçukluların denizcilik alanında hızla gelişmesine ortam hazırlamıştır. Selçuklular Akdeniz’den sonra Karadeniz’de de faaliyet gösterdiler. Sinop’ta hazırlanan bir donanma Kastamonu Beyi Hüsameddin Çoban komutasında Kırım’a gönderildi ve Kırım’ın Suğdak Limanı Selçukluların eline geçti. Böylece Türkiye Selçuklu Devleti, donanmayla deniz aşırı bir seferi gerçekleştirmiş oldu. Sonuçta Karadeniz ticaretinin tam güvenliği sağlanmış ve bölgenin gelirleri Selçuklulara akmaya başlamıştır.
Moğol tehlikesine karşı Cengiz Han ile iyi geçinmek isteyen I.Alaeddin Keykubat, Moğollardan kaçarak Selçuklu sınırlarına gelen Harzemşahlara da iyi davranmıştır. Ancak Celaleddin Harzemşah’ın Selçuklulara ait Ahlat’ı işgal etmesi ilişkilerin bozulmasına neden olmuştur. Erzincan yakınlarında yapılan Yassıçemen Savaşı’nı Alaeddin Keykubat kazanmıştır (1230). Bu savaştan sonra Harzemşahlar kesin olarak yıkılmıştır (1231). Harzemşahların yıkılması sonucunda Türkiye Selçuklularıyla Moğollar arasındaki tampon bölge ortadan kalkmıştır. I.Alaeddin Keykubat, Doğu Anadolu’da Moğol saldırılarına karşı direniş noktaları kurmuştur. Eyyubiler üzerine sefere hazırlanan I.Alaeddin Keykubat, zehirlenerek öldürülmüştür (1237).
3. Türkiye Selçuklu Devleti’nin Zayıflaması ve Moğol İstilası
I.Alaeddin Keykubat’ın ölümünden sonra yerine oğlu II.Gıyaseddin Keyhüsrev geçti. Vezir Saadettin’in etkisi altında kalan yeni hükümdar babası kadar yetenekli değildi. Vezir Saadettin kendisine rakip olarak gördüğü ileri gelen komutanları ve devlet adamlarını ortadan kaldırdı.
Baba İshak İsyanı (1240)
13. yüzyılda Asya’daki Moğol İstilası pek çok Türkmen’in Anadolu’ya göç etmesine neden olmuştur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya gelen Türkmenler yer ve otlak darlığı nedeniyle sıkıntı çekiyordu. Bölge halkının sosyal ve ekonomik sıkıntılarını değerlendiren Baba İshak isimli bir kişi isyan başlattı (1240).
Türkmenlerin desteğini alan Baba İshak isyanı kısa sürede yayıldı. Eski gücünü kaybeden Anadolu Selçukluları bu isyanı bastırmakta zorlanmış, ancak iki yıl sonra isyanı bastırabilmiştir.
Anadolu Selçuklularının Yassıçemen Savaşı’nı kazanmaları Moğolların Anadolu’ya gelişini geciktirmiştir. Ancak Baba İshak isyanının güçlükle bastırılması, Selçukluların zayıfladığını ortaya çıkarmış ve Moğolları Anadolu’yu istila etme konusunda cesaretlendirmiştir.
Kösedağ Savaşı ve Sonuçları
Anadolu Selçuklularının doğu sınırlarına dayanan Moğollar, Baba İshak isyanından sonra Anadolu’yu istilaya karar verdiler. Baycu Noyan komutasındaki Moğol ordusu Erzurum’u işgal ederek Sivas’a kadar ilerledi. Sivas’ın doğusunda yapılan Kösedağ Savaşı’nda Anadolu Selçuklu ordusu mağlup olmuştur.
Kösedağ Savaşı’nın sonucunda;
- Anadolu Moğolların hakimiyetine girmiş ve Türkiye Selçukluları Moğollara bağlı hale gelmiştir.
- Trabzon Rum İmparatorluğu ve Ermeni Krallığı Selçuklu hakimiyetinden çıkmış, Anadolu’nun batı kısımlarında bağımsız Türk beylikleri kurulmuştur. Böylece Anadolu’da kurulan Türk siyasal birliği bozulmuştur.
- Anadolu’da can ve mal güvenliği kalmamış, ticaret faaliyetleri durma noktasına gelmiş ve üretim azalmıştır. Bu durum Anadolu halkının ekonomik hayatını olumsuz yönde etkilemiştir.
- Anadolu’daki önemli bilim, sanat ve ticaret merkezleri tahribata uğramış, kültürel gelişmeler durmuştur.
- Moğolların baskısından kurtulmak isteyen Türkmenler Anadolu’nun batısında yoğunlaşmışlardır. Türk kültürü Anadolu’nun batısında da yayılmıştır.
- Merkezi otoritesini kaybeden Anadolu Selçukluları dağılma ve yıkılma sürecine girmiştir.
4. Türkiye Selçuklu Devleti’nin Yıkılışı
Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu Selçuklu Devleti’nde sık sık taht kavgaları yaşanmıştır. Moğollar bu taht kavgalarına karışarak kendilerine taraftar olan şehzade ve devlet adamlarını desteklediler. 1256 yılında İran’da İlhanlı Devleti’nin kurulmasından sonra Anadolu’da Moğol baskısı iyice artmış, bir süre sonra Anadolu’yu doğrudan kendilerine bağlayarak idari teşkilatlarını kurmuşlardır (1277). II.Mesut zamanında Anadolu, İlhanlıların eyaleti durumuna geldi (1303). II.Mesut’un 1308 yılında ölümünden sonra Türkiye Selçuklu Devleti yıkılmış, Anadolu İlhanlıların valileri tarafından yönetilmeye başlanmıştır. İlhanlılar Anadolu’nun her tarafına egemen olamamışlar, Doğu ve Orta Anadolu’yu 1336 yılına kadar hakimiyetleri altında tutmuşlardır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YATMA ZAMANI

GEREKLİ OLANLAR: Oyuncak hayvan Oyuncağı içine alacak büyüklükte karton kutu Eski havlu, eski kumaş parçaları, pamuk Çocuğunuz uy...