Türkiye bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir. Çok değişik
bitki türleri vardır. Ülkemizin bu kadar çeşitli bitki türlerine sahip
olmasında bazı faktörler etkilidir. Bu faktörler şunlardır:
- İklimin çeşitlilik göstermesi
- Yüzey şekillerinin çeşitlilik
göstermesi
- Çeşitli yükseltilerin bulunması
- Toprak örtüsünün çeşitli olması
- Ülkemizin matematik konumu
A. ORMANLAR
Ülkemizdeki ormanlar iklim, yer şekilleri, toprak yapısı ve bakı
durumuna bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Ormanlar genel olarak, geniş yapraklı ve iğne
yapraklı ağaçlardan oluşanlar
olarak iki gruba ayrılır. Ancak bazı alanlarda, geniş yapraklı ve iğne yapraklı
ağaçlardan oluşan ormanlar birarada bulunur. Bunlara da karışık ormanlar denir. Türkiye’de bölgelere göre orman
dağılışı şöyledir:
1. Karadeniz
Ormanları
Karadeniz ormanları, Karadeniz Bölgesi ile Yıldız dağlarının
kuzeye bakan yamaçlarındaki ormanları kapsamaktadır. Türkiye’deki bitki
türlerinin yarıdan fazlası Karadeniz ormanlarında bulunmaktadır. Çünkü bölgenin
iklim koşulları, çok çeşitli bitki türlerinin yetişmesine olanak sağlamaktadır.
Geniş yapraklı ormanlar, doğuda Gürcistan sınırından başlayarak
batıda Yıldız dağlarına kadar uzanan Karadeniz kıyıları boyunca, dağların
kuzeye bakan yamaçlarında yaygındır. Bu ormanlar kıyıdan başlayarak 1000 metre yüksekliklere
kadar uzanırlar. Geniş yapraklı ormanlarda gürgen, kayın, kestane, ıhlamur, meşe,
akçaağaç, karaağaç, dişbudak ve kızılağaç gibi ağaç türleri bulunur.
Karadeniz Bölgesi’nde geniş yapraklı bu ormanlar altında, çeşitli
ağaççık ve çalılar da bulunur. Orman altı bitki örtüsünü oluşturan bu
ağaççıklar fındık, üvez, kayacık, kızılcık, çoban püskülü, karayemiş ve orman
gülleridir.
Bölgede, 1000 metreye kadar görülen geniş yapraklı ormanlar, 1000
metreden sonra yerini karışık ormanlara bırakır. İğne ve geniş yapraklı
ağaçlardan oluşan karışık ormanlar genelde 1000 – 1500 metre yükseltiler
arasında bulunur.
Bu ormanlar, Doğu Karadeniz Bölümü’nde kayın ve ladin, Orta ve
Batı Karadeniz bölümlerinde daha çok kayın, göknar (köknar) ve sarıçam
ağaçlarından oluşur.
Karadeniz ormanları bölgesinde, 1200 ve özellikle 1500 metreden
başlayıp 2000 metreye kadar olan kesimlerde, her zaman yeşil olan iğne yapraklı
ormanlar yer alır. Bu ormanlar, Doğu Karadeniz Bölümü’nde daha çok ladin ve
sarıçam, Batı Karadeniz Bölümü’nde sarıçam ve kayın ağaçlarından oluşur.
Karadeniz Bölgesi’nin diğer ormanlarını meşeler oluşturur. Meşe
ormanları platoluk alanlarda, Karadeniz Bölgesi’nin iç kesimlerindeki vadilerde
ve Bolu – Mudurnu oluğunda yaygındır.
2. Batı
Anadolu Ormanları
Batı Anadolu’da yer alan ormanlar yükseklik koşullarına göre
değişiklik gösterir. Ege Bölgesi’nde 600 – 800 metreye kadar olan sahalarda
maki toplulukları ve kızılçam ormanları karışık halde bulunur. Kızılçam
ormanları, soğuğa fazla dayanıklı olmadıkları için denize bakan yamaçlarda 800
metreye kadar görülürken, iç kesimlerdeki yamaçlarda 600 metreye kadar
görülebilir. Bu yüksekliğin üzerinde ise 2000 metreye kadar karaçam ormanları
görülür.
Güney Marmara Bölümü’nde dağların kuzeye bakan yüksek yamaçlarında
kayın ormanları gelişmiştir. Uludağ’ın eteklerinde kestane ağaçları, daha
yukarılarda ise meşe, kayın, göknar ve karaçamlar karışık halde bulunur.
3. Akdeniz
Ormanları
Akdeniz kıyılarında yaygın olan ormanlar kızılçam ormanlarıdır. Bu
ormanlar, Akdeniz Bölgesi’nde Toroslar’ın güneye bakan yamaçlarında 1000 – 1400
metreye kadar çıkarlar. Köyceğiz gölü çevresinde, sığla ağacı ve ormanları
bulunur. Sığla ağacının gövdesinden yağ çıkarılır ve kozmetik sanayiinde
kullanılır.
Akdeniz Bölgesi’ndeki dağların yüksek kesimlerinde sedir, göknar
ve karaçamlardan oluşan iğne yapraklı ormanlar yer alır. Bu ormanlar genelde
1000 – 2000 metre
yükseltiler arasında bulunur. Akdeniz Bölgesi’nde Karadeniz’e özgü ağaçlar ve
ağaççıklar da görülmektedir. Bunların başlıcaları, Nur dağları üzerindeki kayın
ormanları ile Batı ve Orta Toroslar’da bulunan ıhlamur, fındık, kızılcık gibi
ağaççıklardır.
4. Doğu
ve İç Anadolu Ormanları
Doğu ve İç Anadolu bölgelerinde karasal iklim koşulları hüküm
sürer. Bu nedenle, buralardaki ormanlar kıyılarımızdaki ormanlarımız kadar
gelişmemiştir. Sıcaklık ve yağış azlığı bu bölgelerimizde ormanların fazla
gelişmesini engeller.
İç Anadolu Bölgesi’nde ormanlar, Toroslar’ın kuzeye bakan
yamaçları ile Kuzey Anadolu dağlarının güneye bakan yamaçlarında
yoğunlaşmıştır. Buralarda karaçam ve meşe ormanları bulunmaktadır.
Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ormanların çoğu, insanlar tarafından
dikilen meşe ağaçlarından oluşur. Bingöl, Malatya ve Tunceli civarında meşe
toplulukları yaygındır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki orman alanları ise Güneydoğu
Toroslar, Karacadağ, Gaziantep ve Mardin çevresinde yoğunlaşmıştır. Ülkemizde
orman örtüsünün en az olduğu bölge burasıdır.
5. Ormanların
Korunması ve Faydaları
Ormanlar, insan ve çevreye sayısız faydaları olan doğal
varlıklardır. Su sağlama, su varlığını koruma ve düzenlemede ormanlar önemli
rol oynar. Çok çeşitli ürünleriyle insanlar için geçim kaynağıdır. İklim
üzerinde olumlu etkileri vardır. İnsanlar için gerekli oksijeni atmosfere
verir. İnsan sağlığı için faydalı ortamlar hazırlar. Ayrıca ormanlar milli
savunma ve güvenlik açısından önemlidir. Bütün bu nedenlerden dolayı,
ormanlarımızı korumak ve bakımını yapmak gereklidir. Ormanları korumak,
yalnızca devletin değil, bütün insanların vatandaşlık görevidir. Ormanların
bakım ve korunması için yapılacak başlıca çalışmalar şunlardır:
- Öncelikle halkımız ormanların önemi,
bakımı, korunması hususunda eğitilmeli ve bilinçlendirilmelidir.
- Orman içindeki ulaşımın sağlanabilmesi
için yol ağları kurulmalıdır.
- Kaçak ağaç kesimleri önlenmelidir.
- Orman içinde hayvan otlatılması
engellenmelidir.
- Yangın için önceden tedbir alınmalı,
eğitilmiş yangın söndürme ve haberleşme ekipleri bulundurulmalıdır.
- Yangın, tarla açma, v.s. nedenlerle
tahrip edilmiş alanlar ağaçlandırılmalıdır.
- Yakacak olarak odun kullanılması
azaltılmalıdır.
- Orman köylüleri başka iş ve geçim
kaynaklarına yönlendirilmelidir.
Türkiye’de gerek dinlenme ve gerekse ormanların biyolojik
zenginliğini korumak amacıyla, bazı orman alanları milli park ve doğayı koruma
alanı haline getirilmiştir.
B. MAKİ
Maki bitki toplulukları Akdeniz ikliminin hakim olduğu yerlerde
görülür. Makiler sert yapraklı, kuraklığa dayanıklı, her mevsim yeşil kalabilen
bodur ağaçlardan ve çalılardan oluşan bitkilerdir. Makiler, Akdeniz Bölgesi’nin
kıyı kesimlerinde 800 – 1000 metrelere kadar görülebilirler. Ege ve Marmara
bölgelerindeki makiler, Akdeniz kıyı kesimindeki kadar yükseklere çıkamazlar.
Maki topluluğunu oluşturan başlıca bitki türleri yabani zeytin,
kermez meşesi, sandal, kocayemiş, keçi boynuzu, defne, mersin, zakkum, sakız,
menengiç, akçakesme, erguvan ve tesbih ağacı ile çeşitli fundalardır.
Akdeniz ve Ege kıyılarında, makilerin cılızlaşıp toprak örtüsünün
inceldiği alanlarda genellikle dikenli çalılardan oluşan ve garig adı verilen bitki topluluğu da
görülür. Bu bitki topluluğu daha çok doğal bitki örtüsünün tahrip edildiği
alanlarda, özellikle Akdeniz Bölgesi’nde Mut civarı, Ege Bölgesi’nde İzmir
civarı ve Karaburun yarımadası ile Bodrum civarında yaygın olarak görülür.
C. BOZKIR
Kurak ve yarı kurak bölgelerde yağışlı mevsimde yeşeren, kurak
mevsimde sararan sert çayırlar ile otlar ve küçük çalılardan oluşan bir bitki
örtüsü görülür. Bu tür bitki örtülerine ve bunların kapladığı alanlara stepveya bozkır adı verilmektedir.
İç Anadolu Bölgesi’nde 1000 – 1200 metre , Doğu
Anadolu’da yer yer 1800 – 2000
metre yükseltiye sahip ova platolarda yaygın olan
bozkırlarda genellikle kekik ve yavşan otu cinsi bitkiler bulunur. Bunların
dışında geven, çoban yastığı, kılıçotu, gelincik, çayır üçgülü, sığır kuyruğu,
çayır dikeni gibi ot türleri de görülmektedir.
İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgeleri ile Toroslar’da 1300 metreden
daha yüksek kesimlerde dağ bozkırları görülür. Dağ bozkırları civan perçemi,
koyun yumağı, kekik, sığır kuyruğu, yavşan otu ve çoban yastığı gibi ot
topluluklarından oluşur.
Özellikle İç Anadolu Bölgesi’nin kenar kesimlerinde ve Doğu
Anadolu Bölgesi’nde meşe, ardıç ve karaçam ormanlarının insanlar tarafından
tahrip edilmesi sonucunda meydana gelen bozkır alanları bulunmaktadır. Bu tür bozkırlara
da antropojen bozkır adı verilir. Antropojen bozkır
sahalarında yer yer orman ağacı toplulukları da görülmektedir. Bu yönüyle diğer
bozkırlardan ayrılır.
D. YÜKSEK DAĞ
ÇAYIRLARI
Yüksek dağlarda, ormanların sona erdiği kesimlerden sonra dağ çayırları
(alpin çayır) bulunur. Dağ çayırları Kuzeydoğu Anadolu platolarında yaygındır.
Bu çayırlar Sarıkamış, Göle, Kars ve Çıldır çevresinde 1800 – 2000 metreler
arasında yaygındır. Kuzey Anadolu ve Toros dağlarında 2000 metreden daha yüksek
alanlarda da dağ çayırları görülmektedir. Ülkemizde bulunan yüksek dağ
çayırları, yaylacılık ve hayvancılık faaliyetlerinin yaygınlaşmasını
sağlamıştır.
E. TÜRKİYE’DE
AĞAÇLANDIRMA ÇALIŞMALARI VE ÖNEMİ
Türkiye’de ormanlarla kaplı saha ülkemiz yüzölçümünün % 26’sını
oluşturmaktadır. Ormanlarımızın %56’sı ise verimsiz ağaçlardan oluşmaktadır.
Ormanların bir kısmı tarla açmak için insanlar tarafından tahrip edilmiştir.
Her yıl binlerce hektar alan yangınlar yüzünden yok olmaktadır. Türkiye’nin
iklimi ve toprak koşulları, çok yerde ağaçların kendiliğinden yetişmesine
elverişli değildir. Bütün bu nedenlerden dolayı, ülkemizde orman alanlarının
gençleştirilmesi, tarım dışı boş arazilerin de ağaçlandırılması gerekmektedir.
Ülkemizde ağaçlandırma, Orman Bakanlığı’na bağlı Ağaçlandırma ve Erozyon
Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Bu kuruluşun çalışmalarıyla,
son yıllarda ağaçlandırmaya hız verilmiştir. Ülkemizde milli parkların
kurulması ve tabiatı koruma alanlarının belirlenmesi de ağaçlandırma
çalışmalarına olumlu katkıda bulunmuştur. Bu alanlardaki boş araziler
ağaçlandırılmış, mevcut ağaçlar korunmuştur. Ayrıca ağaçlandırma çalışmaları
erozyonla mücadele için büyük önem taşımaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder