Fakir bir Alman ailenin çocuğu olan ve "Matematiğin
Prensi" olarak anılan Gauss'un (1777-1855) dehası çok erken yaşlarda
kendini göstermiş ve konuşmayı öğrenmeden önce toplama ve çıkarma yapmayı
öğrenmiştir.
Güç koşullar altında sürdürdüğü eğitimini, 14 yaşındayken bir asilin sağladığı
destekle güvence altına alabilmiştir. 16 yaşında Eukleides Geometrisi'nin
alternatifi olacak yeni bir geometri tasarlamış ve 18 yaşındayken Lagrange ve
Newton'un eserlerini incelemiştir.
Üniversitede öğrenciyken, sadece pergel ve cetvel kullanarak 17 kenarlı düzgün
bir çokgenin çizilmesi metodunu bulmuştur. Bu buluşundan çok mutlu olmuş ve
mezarının üzerine bu çokgenin oyulmasını istemiştir. Archimedes tarafından
başlatılan bu geleneğin birçok matematikçiyi etkilediği anlaşılmaktadır.
Sayılar teorisi üzerine yazmış olduğu ilk büyük eseri "Disquistiones
Arithmeticae" (Aritmetik Araştırmaları) ona şimdiki ününü kazandırmıştır.
Eseri okuyan Lagrange, Gauss'a şunları yazmıştır: "Eseriniz sizi bir anda
birinci sınıf matematikçiler arasına yükseltmiştir. Uzun zamandan beri yapılmış
en güzel analitik keşfi ihtiva eden son bölümü çok önemli kabul ediyorum."
Gauss'un bu yapıtı modern sayılar teorisine temel olmuştur. Ona göre, sayılar
teorisi çok önemlidir: "Matematik, bilimlerin kraliçesi olduğu gibi,
sayılar teorisi de matematiğin kraliçesidir." Yeni yüzyılın ilk gününde (1
Ocak 1801) Ceres adı verilen gezegenciğin bulunması, Gauss'un astronomiye
ilgisini uyandırmıştır; az sayıda gözlemden yararlanarak bu gezegenciğin
yörüngesini hesaplama sorununu, Gauss, 8. dereceden bir denklem yardımıyla
çözmüştür.
1802'de bulunan diğer bir gezegencik olan Pallas ile de ilgilenmiştir. İkinci
eseri, bu iki gezegenciğin hareketleriyle ilgilidir. 1821 yılında Gauss, resmi
bir jeodezi araştırmasına bilim danışmanı olmuş ve bu görevi ona yüzeyler ve
haritacılıkla ilgili yeni teoriler ilham etmiştir.
Yıllar geçtikçe Gauss'un ilgisi matematiksel fiziğe ve karmaşık geometri
araştırmalarına yönelmiştir. Bu dönemde Yer'in magnetik alanı üzerine deneysel
çalışmalar yapmış ve uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak etkileyen
kuvvetler kuramını ileri sürmüştür.
1833 yılında Weber ile birlikte bir elektrik telgrafı kurmuş ve bununla düzenli
mesajlar göndermiştir. Onun elektromagnetizm ile ilgili araştırmalarının 19.
yüzyılda fizik biliminin gelişmesine büyük katkısı olmuştur.
Günlüklerinin ve mektuplarının ortaya çıkması, bazı önemli düşüncelerini
kendisine saklamış olduğunu göstermiştir; bu belgelerden, Gauss'un 1800 gibi
erken bir tarihte, eliptik fonksiyonları keşfetmiş olduğu ve 1816'da
Eukleides-dışı geometriyi bildiği anlaşılmaktadır. Eukleidesçi uzay kavramının
apriori (önsel) olduğunu savunan Kant'ın isabetliliğinden kuşkulanmış ve uzayın
gerçek geometrisinin ancak deneyle bulunabileceğini düşünmüştür.
Gauss sadece bilimsel konularla ilgilenmemiştir; Avrupa edebiyatı, Yunan ve
Roma klâsikleri, Dünya politikası, botanik ve mineroloji gibi konular da ilgi
alanına girmektedir. Ana dili Almanca ile birlikte, Latince, İngilizce,
Danimarkaca ve Fransızca okuyabildiği ve yazabildiği bilinmektedir; 62 yaşında
bu dillere Rusça'yı da eklemeye karar vermiş ve iki yıl içinde bu dili de
öğrenmiştir.
21 Şubat 2021 Pazar
CARL FRIEDRICH GAUSS
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
YATMA ZAMANI
GEREKLİ OLANLAR: Oyuncak hayvan Oyuncağı içine alacak büyüklükte karton kutu Eski havlu, eski kumaş parçaları, pamuk Çocuğunuz uy...
-
Türk milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devlet yönetiminin millet egemenliği esasına dayandırılma...
-
KARADENİZ BÖLGESİ A. BÖLGENİN GENEL COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ Türkiye’nin kuzeyinde yer alan bölge, ismini Karadeniz’den alır. Doğuda Gürc...
-
14. Yüzyıl Başlarında Anadolu ve Avrupa’nın Genel Durumu 1243 yılında Kösedağ Savaşı’nı kaybeden Türkiye Selçuklularının merkezi otorites...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder