Yapmış olduğu kuramsal ve deneysel araştırmalarla kimyanın
gelişimini büyük ölçüde etkilemiş olan Câbir İbn Hayyân'ın hayatı hakkında pek
fazla bir bilgiye sahip değiliz. Diğer Müslüman bilginler ve kimyacılar gibi,
Câbir de, Aristoteles'i izleyerek maddeyi dört unsur (toprak, su, hava ve ateş)
kuramıyla açıklamaya çalışmış ve bu unsurların nitelikleri (kuru-yaş ve
soğuk-sıcak) farklı olduğu için bunların birleşmesinden oluşan maddelerin de
farklı özelliklere sahip olduğunu belirtmiştir. Hellenistik dönem
simyagerlerinden de etkilenmiş olan Câbir İbn Hayyân, Yeryüzü'ndeki bütün
maddeleri 3 ana grupta toplamıştır:
Alkol gibi uçucu olan gazlar.
Altın, gümüş, bakır ve kurşun gibi metaller.
Bazı boya maddeleri gibi, uçucu ve metalik olmayan ara maddeler.
Cabir İbn Hayyan'a göre, bütün maddeler doğada saf olarak bulunmaz ama damıtma
işlemiyle onları saflaştırmak olanaklıdır; ayrıca sadece cansızları oluşturan
maddeler değil, canlıları oluşturan maddeler de damıtılabilir. Söylediğine
bakılırsa, suyu 700 defa damıtmış ve sonuçta bu unsurdaki yaşlık niteliğini yok
ederek, sadece soğuk niteliğini içeren saf elementi elde etmeyi başarmıştır.
Organik kökenli maddeleri damıtmak suretiyle, Câbir'in çeşitli boyaları,
yağları ve tuzları elde ettiği bilinmektedir.
Câbir İbn Hayyân metallerin oluşumunu, daha önce de söz konusu edilen kükürt-cıva
kuramıyla açıklamak istemiştir. Bilindiği gibi, kükürt-cıva kuramının
kökeninde, Yunan Dünyası'nda özellikle Pythagorasçılar tarafından savunulmuş
olan ikilem görüşü bulunmaktadır; bu görüşe göre, her şey, kadın-erkek ve
iyi-kötü gibi ikilemler çerçevesinde oluşur ve anlaşılır. Bu görüş daha
sonraları, 16. yüzyılda Paracelsus (1493-1541) ve onu destekleyenler tarafından
yeniden ele alınacak ve bu temel üzerinde, yeni bir ikilem olan Asit-Baz Kuramı
biçimlendirilecektir.
Metallerin oluşumunu açıklamak maksadıyla ortaya atılmış olan kükürt-cıva
kuramına göre, altın, gümüş ve bakır gibi metallerin birbirlerinden farklı
olmalarında, bunların temelini teşkil eden kükürdün farklılığı kadar,
oluşmaları sırasındaki ısı farkları ve Güneş ışığı da önemli bir rol oynar.
Yeni bir metal meydana getirmek üzere birleşen kükürt ve cıva daha önceki
özelliklerini terkederek yeni bir birim oluştururlar.
Câbir'in bildiği metaller altın, gümüş, bakır, demir, kurşun ve kalaydan
ibarettir. Kimya alanına önemli katkılarda bulunmuş olmakla birlikte, Câbir de
tipik bir simyager gibi el-iksir elde etmek üzere birçok deney yapmış ve
çeşitli el-iksir formülleri geliştirmiştir. Câbir İbn Hayyân'ın yapmış olduğu
araştırmalar sonucunda, kimya bilimine yapmış olduğu katkıları üç madde altında
toparlamak olanaklıdır:
Element görüşünün oluşmasına yardımcı olmuştur.
Deneylerinde, ölçü ve tartı işlemleri üzerinde hassasiyetle durduğu için,
nicelik anlayışının güçlenmesini sağlamıştır.
Çalışmaları sırasında geliştirmiş olduğu yeni aletlerle kimya teknolojisinin
ilerlemesine aracı olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder