Leonardo da Vinci, 15 Nisan 1452 - 2 Mayıs 1519 tarihleri arasında
yaşamış bir İtalyan Rönesans mimarı, müzisyen, anatomist, mucit, mühendis,
heykeltraş, geometrisyen ve ressamdır. En önemli yapıtları Mona Lisa (1503 -
1507) ve Son Yemek’tir (1495 - 1497).
Rönesans sanatını doruğuna ulaştırmış, yalnız sanat yapıtlarıyla değil çok
çeşitli alanlardaki araştırmaları ve buluşlarıyla da tanınan, dünyanın gelmiş
geçmiş en büyük sanatçılarından biridir.
Hayatı
Leonardo, genç bir noter olan Ser Piero da Vinci'nin ve muhtemelen bir çiftçi
kızı olan Caterina'nın evlilik dışı çocuğu olarak İtalya'da, Floransa kentine
bağlı Vinci kasabası yakınlarındaki Anchiano'da dünyaya geldi.
Leonardo Avrupa'daki modern isimlendirme kurallarının oluşmasından önce dünyaya
gelmişti; bu yüzden tam ismi, "Vincili Piero'nun oğlu Leonardo"
manasına gelen "Leonardo di Ser Piero da Vinci"dir. Leonardo
eserlerini ya "Leonardo" ya da "Io, Leonardo (Ben,
Leonardo)" olarak imzalamıştır.
Her ne kadar somut kanıtlar bulunmasa da, Leonardo’nun annesi Caterina'nın
Piero'ya ait olan Ortadoğulu bir köle olduğu tahmin ediliyor. Leonardo’nun
doğduğu yıl, babası Albiera adındaki ilk eşi ile evlendi, Caterina ile ise hiç
bir zaman evlenmedi.
Leonardo’ya bebekliğinde annesi baktı, ancak bir kaç yıl sonra annesi başka
biriyle evlendirilerek komşu kasabaya yerleşince Leonardo, babasının da nadiren
uğradığı büyükbabasının evinde yaşamaya başladı, arada sırada Floransa’ya
babasının evine giderdi. Babasının ilk eşinden çocuğu olmadığı için aileye
kabul edilebilmişti ama hiç bir zaman meşru bir çocuk olarak görülmedi ve
amcası Francesco dışında ailesindeki kimseden sevgi görmedi.
Andrea del Verrocchio14 yaşına kadar Vinci’de yaşayan Leonardo, büyükanne ve
büyükbabasının ardı ardına ölmesi üzerine 1466’da babası ile birlikte
Floransa’ya gitti. Evlilik dışı çocukların üniversiteye gitmesi yasak
olduğundan üniversite öğrenimi görme şansı yoktu. Küçük yaştan itibaren çok güzel
çizimler yapan Leonardo’nun resimlerini babası, dönemin ünlü ressam ve
heykeltraşı Andrea del Verrocchio'ya gösterince, Verrochio kendisini çırak
olarak yanına aldı. Leonardo onun yanında Lorenzo di Credi ve Pietro Perugino
gibi ünlü sanatçılarla çalışma fırsatı buldu. Atölyede sadece resim yapmayı
değil, lir çalmayı da öğrendi. Büyük ihtimalle eşcinsellikle de bu atölyede
tanıştı. 1476’da oğlancılıkla suçlandığında yargılandı ve suçsuz bulundu. İdam
korkusu ve utançla tanıştı.
Floransa’yı 1482’de terkederek Milano Dükü Sforza’nın hizmetine girdi. Dükün
hizmetine girebilmek için köprüler, silahlar, gemiler, bronz,mermer ve kilden
heykeller yapabileceğini anlattığı ancak göndermediği mektup bütün zamanların
en olağanüstü iş başvurusu sayılır.
Leonardo, 1499’da şehir Fransızlar tarafından alınıncaya kadar 17 yıl boyunca
Milano Dükü için çalıştı. Dük için sadece resim ve heykeller yapmak,
festivaller organize etmekle uğraşmadı; aynı zamanda binalar, makineler ve
silahlar geliştirdi. 1485 - 1490 yıllarında doğa, mekanik, geometri, uçan
makineler, kiliseden kale ve kanal yapımına kadar her türlü mimari ile
ilgilendi; anatomi çalışmaları yaptı; öğrenciler yetiştirdi. İlgi alanı o kadar
genişti ki başladığı çoğu işi bitiremiyordu. 1490 - 1495 yıllarında çalışmalarını
ve çizimlerini deftere kaydetme alışkanlığı geliştirdi. Bu çizimler ve defter
sayfaları, müzeler ve kişisel koleksiyonlarda toplanmıştır. Bu
koleksiyonculardan birisi de Leonardo’nun hidrolik alanındaki çalışmalarının el
yazmalarını toplayan Bill Gates’dir.
En ünlü eseri: Mona Lisa1499’da
Milano şehrinin Fransızlarca alınmasından sonra şehri terkeden ve yeni bir
koruyucu aramaya başlayan Leonardo, 16 yıl boyunca İtalya’da seyahat etti. Pek
çok kişi için çalıştı, çoğu eserini yarım bıraktı.
İnsanlık tarihinin en iyi resimlerinden birisi kabul edilen Mona Lisa
için 1503’te çalışmaya başladığı söylenir. Bu resmi tamamladıktan sonra hiç
yanından ayırmamış, tüm seyahatlerinde yanında taşımıştı. 1504’te babasının ölüm
haberi üzerine Floransa’ya döndü. Miras hakkı için kardeşleri ile mücadele
verdi ancak çabası sonuçsuz kaldı. Ancak çok sevdiği amcası tüm varlığını ona
bıraktı.
1506 yılında Leonardo, bir Lombardiya aristokratının 15 yaşındaki oğlu olan
Kont Francesco Melzi'yle tanıştı. Melzi, hayatının geri kalanında onun en iyi
öğrencisi ve en yakını oldu. 1490’da 10 yaşında iken korumasına aldığı ve Salai
adını verdiği genç de 30 yıl boyunca onunla beraber olmuş, ancak öğrencisi
olarak bilinen bu genç hiç bir sanatsal ürün üretmemişti. Leonardo, sevgilisi
oldukları da sık sık iddia edilen bu iki dostla İtalya’yı birlikte dolaşmıştı.
1513 - 1516 arasında Roma’da yaşadı ve Papa için geliştirilen çeşitli
projelerde yer aldı. Anatomi ve fizyoloji alanında çalışmaya devam etti ancak
Papa, kadavralar üzerinde çalışmasını yasakladı.
Leonardo da Vinci’nin ölümü1516’da koruyucusu Giuliano de' Medici’nin ölümü
üzerine Kral 1. Francis’den Fransa’nın baş ressam, mühendis ve mimarı olmak
üzere davet aldı. Paris’in güneybatısında, Amboise yakınlarındaki Kraliyet
Sarayı’nın hemen yanında kendisi için hazırlanan konağa yerleşti. Ona büyük
hayranlık duyan kral, kendisini sık sık ziyaret gelir ve sohbet ederdi.
Sağ koluna felç inen Leonardo da Vinci, resimden çok bilimsel çalışmalara
ağırlık verdi. Kendisine dostu Melzi yardımcı olmaktaydı. Salai ise Fransa’ya
geldikten sonra onu terketmişti.
Leonardo 2 Mayıs 1519’da Amboise’daki evinde 67 yaşında öldü. Kralın kollarında
can verdiği rivayet edilir ancak 1 Mayıs günü kralın bir başka şehirde olduğu
ve 1 gün içinde oraya gelemeyeceği bilinmektedir. Vasiyetinde mirasının esas
bölümünü Melzi’ye bıraktı. Amboise'daki Saint Florentin Kilisesi’nde toprağa
verildi.
Floransa Dönemi
Leonardo’nun ilk resmiLeonardo da Vinci’nin 1466-1472 yılları arasında bilinen
hiç bir eseri yoktur. Bu çıraklık döneminde atölyede boyaları karıştırdı,
resimlerin küçük bazı bölümlerini boyadı. 1472’de Floransa'da bağımsız bir
ressam oldu. Ancak ustasının atölyesinden ayrılmadı.
Leonardo da Vinci’nin bilinen ilk resmi 5 Ağustos 1472 tarihli "Arno
Vadisi" resmidir. Leonardo’nun dehasını yansıtan bu resimde derinlik
arttıkça detaylar azalır, kağıdın rengi resme hakim olur. Bu teknik daha sonra
yokoluş perspektifi olarak adlandırılmıştır.
İsa’nın vaftizi tablosuLeonardo, 1471-1475 yılları arasında Andrea del
Verrocchio'’ya "İsa’nın Vaftizi" adlı tablosunda yardım etti. Resmin
ana unsurlarını Verrochio zaten çizmişti. Leonardo, diz çökmüş bir melek ile
İsa’nın vücüdunu resmetti. Melek, Verrochio’nın çizdiği figürlerden çok daha
başarılıydı. Bunu gören Verrochio’nun fırçalarına bir daha asla elini sürmediği
söylenir. Gerçekten de bu tablo, Verrochio’nun bilinen son tablosudur.
Leonardo'nun1476-1478 döneminde kendi atölyesini açtığı sanılmaktadır ve bu
dönemde sipariş üzerine yaptığı en az iki resim vardır.
1. Floransa döneminde çizdiği en önemli tablolardan birisi de "Aziz
Jerom"'dur. Tamamlamış olsa Mona Lisa kalitesinde olacağı tahmin edilen bu
tablo, günümüzde Vatikan’dadır.
Leonardo 1481-1482 arasında aldığı bir sipariş üzerine "Müneccim Kralların
Tapınması" adlı tablo üzerinde çalıştı ancak 1482’de Milano Dükü’nün
hizmetine girince dev tabloyu yarım bırakarak Milano’ya gitti.
Milano Dönemi
Erminli (Kakım) Kadın TablosuMilano dönemi başında yaptığı resimlerin en
önemlisi "Kayalıkların Bakiresi"dir. İki versiyonu bulunan bu eserin
birisi Louvre Müzesi’nde, diğer Londra Ulusal Galerisi’nde yer alır.
Kayalıklar Bakiresi’nin yarattığı ilgi üzerine ısmarlanan "Erminli
Kadın", günümüze kalan az sayıdaki resminden birisidir. Polonya’daki
Çartorist (Czartorisky) Müzesi’ndedir.
1490'da Sforza'nın düzenlediği festival için yaptığı “Gezegenlerin Dansı” adlı
müzikli oyun, İtalya çapında ünlenmesini sağladı.
1495- 1497 arasında en önemli eserlerinden birisi olan Son Yemek üzerinde
çalışmıştır. "Son Yemek", Milano’da bir manastır yemekhanesinin
duvarında yer alan duvar resmidir. Maalesef, bu büyük eseri yaparken denediği
karışım başarılı olmamış, eser daha 1500’lü yıllarda bozulmuştur.
Leonardo, Milano döneminde matematikle de uğraştı ve İtalyan matematikçi Luca
Pacioli’ye "Altın Oran Üzerine" adlı yapıtını yazmada yardım etti.
En çok vaktini alan çalışma, dükün babası onuruna yapması istenen "Bronz
At Heykeli" idi. Dünyanın en büyük at heykeli olması planlanan bu eser
için Leonordo uzun süre atların anomsini inceledi. 1483’te başlayan çalışmaları
sonunda 1493’te dev kil modeli hazırladı. Bronz heykel için tonlarca bronza
ihtiyaç vardı. Bronzun hazırlanmasını beklerken Son Yemek üzerinde çalıştı.
Heykel için gereken bronz, Sforza tarafından silah yapımında kullanıldığından
bronz heykel hiç bir zaman yapılamadı. Fransızların Milano’yu işgalinden sonra
kilden yapılmış olan heykel ise askerlerin hedef tahtası olarak parçalandı.
Göçebe Dönemi
Leonardo, Milano’yu terkettikten sonra Mantova’da dönemin ressamlarının
eserlerini toplamaya meraklı Isabella d'Este’nin bir portresi üzerinde
çalışmaya başladı ancak 1501’de Venedik’e gidince Isabella d'Este’nin tüm
ısrarlarına ve mektuplarına rağmen eseri tamamlamadı.
Venedik’te Osmanlılar’a karşı kullanılmak üzere çeşitli projeler(Isonzo
Vadisi’nde hareketli bir bent kurmak, Osmanlı gemilerinin altını delmek için
dalgıç kullanmak gibi) geliştirdi ancak hiçbiri uygulanmayınca Floransa’ya
geçti.
Bir manastır için Meryem ve Çocuk İsa Azize Anna İle Birlikte adıyla bilinen ve
Londra’daki Ulusal Galeri’de bulunan taslağı hazırladıysa da Cesare Borgia’dan
aldığı mühedislik teklifi üzerine bu eseri de yarım bıraktı.
Leonardo, Papa 6. Alexander’ın oğlu Cesare Borgia hizmetinde askeri mühendis olarak
çalıştı, haritalar çizdi.
Cesare’dan ayrıldığı sırada II.Beyazit’a Haliç üstüne bir köprü, yeldeğirmeni
inşaatı gibi projelerinden bahseden bir mektup yazdığı bilinir.
Floransa’ya döndüğünde Pisa ve Floransa arasında savaş vardı. Floransa’dan
Pisa’ya akan Arno Irmağı’nın yatağını değiştirerek şehri susuz bırakmayı
planladı ama bu plan başarısız oldu.
Arno Nehri yatağı üzerindeki çalışmalardan sonra Anghiarai Savaşı adlı duvar
resmi üzerinde çalıştı. 1440’ta Floransa’nın Milano’ya karşı kazandığı zaferi
konu alan bu resim üzerinde çalışırken karşı duvarda da Cascina Savaşı adlı
resim için Mikelanj çalışıyordu. İki sanatçı arasındaki çekişme “Savaşların
Savaşı” halini aldı. Eser henüz tamamlanmadan Fransa Kralı tarafından Milano’ya
çağrılan Leonardo, bir süre iki şehir arasında mekik dokuduysa da sonunda resmi
yarım bırakmak zorumda kaldı (Rakibi Mikelanj da Roma’ya çağrıldığı için kendi
resmini yarım bırakmak zorunda kaldı.)
Milano’da saray mensupları için dekoratör gibi çalıştı, saray eğlencelerini düzenledi.Zamanla
anatomi çalışmalarına döndü. Resme yeniden ilgi duymaya başladı ve Mona Lisa’yı
yapmaya başladı. Bu resmi ömrü boyunca yanından ayırmadı ve tüm yolculuklarında
beraberinde taşıdı.
1513’te gittiği Roma’da ihtiyar bir bilge olarak saygı görmesine rağmen Rafael
ve Mikelanj’ın aksine Medici ailesinden fazla sipariş almadı. Ancak Mikelanj’ın
Davut (David) adlı eserinin yerinin belirlenmesi için kurulan komisyonda yer
aldı ve Mikelanj’ın isteğine aykırı olarak Floransa’daki Palazzo Vecchio önüne
yerleştirilmesinde etkili oldu.
1515 yılında Fransızlar’ın Milano’yu yenmesinden sonra Guiliano de Medici
kendisinden barış görüşmelerinde Fransa Kralı’na sunulmak üzere mekanik bir
aslan yapma görevi verdi. Yaptığı aslan (Floransa’nın simgesi), bir kaç adım
yürüdükten sonra kalbinden bir zambak (Fransa’nın simgesi) çıkarıyordu. Genç
kral, kendisine hayran kaldı. Guiliano de Medici bir yıl sonra ölünce, Fransa
Kralı Leonardo’yu çağırtmıştı. Son yıllarını Fransa’da geçirdi.
Bilim ve Mühendislik
Vitruvian Adamı, Leonardo'nun insan vücudunun oranları hakkındaki
çalışmasıLeonardo'nun bilim ve mühendislik alanındaki çalışmaları en az onun
sanatsal çalışmaları kadar etkileyici ve yenilikçidir; 13.000 sayfadan oluşan
defterlerinde yeralan notlar ve çizimler sanat ve bilimi kaynaştırmıaktadır.
Leonardo bu notları, etrafındaki dünyayı sürekli gözleyerek, Avrupa'da yaptığı
seyahatler sırasında yazmıştır. Leonardo solaktı, ve tüm yazılarını ancak ayna
ile bakılınca okunabilecek şekilde yazardı.
Leonardo'nun bilime bakış açısı gözlemseldi: bir bilinmezliği anlamak için onu
en küçük detayına kadar tarif ve tasvir ederdi, teoriye ve deneylere önem
vermezdi. Latince ve matematik konusunda eğitim almamış olması sebebiyle,
çağdaş akademisyenler onun bilimsel çalışmalarını gözardı ettiler (oysaki
Leonardo Latince'yi kendi kendine öğrenmişti).
Embriyo çalışmaları(1510)
Anatomi
Leonardo insan anatomisi konusundaki çalışmalarına Andrea del Verrocchio'nun
yanında çıraklık yaparken başladı; çünkü Verrochio tüm öğrencilerini anatomi
öğrenmeleri konusunda teşvik ederdi. Sanat alanında başarı kazanmaya
başlayınca, Floransa'daki Santa Maria Nuova Hastanesi'nde kadavralar üzerinde
inceleme yapmasına izin verildi. Daha sonra Milano'daki Maggiore Hastanesi'nde
ve Roma'daki Santo Spirito Hastanesi'nde de kadavralar üzerinde çalışmalar
yaptı. 1510-1511 yıllarında doktor Marcantonio della Torre ile birlikte
çalıştı. 30 yılda, farklı yaşlarda 30 adet kadın ve erkek kadavrası inceledi.
Marcantonio ile birlikte anatomi konusunda teorik bir çalışma yayınlamak üzere
çalışmalar yaptılar, ve 200'ün üzerinde çizim hazırladılar. Ancak bu çizimler
Leonardo'nun ölümünden sonra, 1580'de "Resim Üzerine Tezler" adı
altında yayınlandı.
Leonardo birçok insan iskeleti çizimi yaptı, ve omurganın çift-s formunu ilk
tanımlayan kişi oldu. Pelvis ve kuyruk sokumu hakkında incelemeler yaptı, ve
kuyruk sokumunun 5 farklı kemikten oluştuğunu belirledi. İnsan kafatasını ve
beynin kesitlerini mükemmel şekilde tariflemeyi başardı. Ciğerlerin, idrar
kesesinin, cinsel organların ve hatta cinsel birleşmenin yapılarını gösteren
oldukça fazla sayıda çizim yaptı. "Hamilelik mucizesini anlamak amacıyla
fetusun anne karnındaki pozisyonu hakkında çizimler yapan ilk birkaç kişiden
biridir. İnsan anatomisine ek olarak, çeşitli hayvanların anatomisi hakkında da
çizimleri bulunmaktadır.
Leonardo sadece insan vücudunun yapısıyla değil, aynı zamanda fonksiyonuyla da
ilgileniyordu, bu yüzden anatominin yanısıra aynı zamanda fizyoloji konusunda
da çalışmalar yaptı. Fizyolojik deformasyonu olan kişilerle ilgili de çizimleri
bulunmaktadır.
Anatomi alanındaki çalışmaları, yazılı tarihteki ilk robot tasarımınına öncülük
etti. "Leonardo'non robotu" adı verilen tasarım büyük olasılıkla 1495
yılında yapıldı ama ancak 1950'lerde fark edildi. Kan dolaşımı hakkında bilgisi
olmamasına rağmen, robota eklediği kalp vanaları sayesinde kanın tüketilmek
üzere kaslara pompalanmasını sağladı. Leonardo'nun yaptığı bir çizim, 2005
yılında bir İngiliz kalp cerrahına hasar görmüş kalpleri tedavi etmek yolunda
yepyeni bir yol keşfetmesi için ilham verdi.
Buluşlar ve Mühendislik
Uçma konusuna duyduğu müthiş ilgi sebebiyle, Leonardo kuşların uçması hakkında
detaylı çalışmalar yaptı ve aralarında 4 kişi tarafından çalıştırılabilen bir
helikopter ve hafif bir hang glider da bulunan çok çeşitli uçan makineler
tasarladı.
Leonardo tarafından tasarlanan ve Château d'Amboise'da bulunan zırhlı bir tank
Leonardo'nun tasarladığı zırhlı tankın içi1502 yılında Leonardo da Vinci,
Sultan II.Beyazıt için, Haliç'in girişine inşa edilmek üzere 240 metre
uzunluğunda bir köprü tasarımı yaptı. Bu köprü inşa edilmedi, ama 2001 yılında
Norveç'te Vebjørn Sand Da Vinci Projesi kapsamında, bu tasarımı temel alan daha
küçük bir köprü yapılarak Leonardo'nun vizyonu hayata geçirildi.
Her ne kadar savaşı insan faaliyetlerinin en kötüsü olarak nitelese de,
Leonardo'nun defterlerinde askeri mühendislik alanında da çalışmalar
bulunmaktadır; bunların arasında makineli tüfekler, zırhlı tank, bombalar,
paraşütler gibi tasarımlar yer almaktadır. Diğer buluşları arasında bir
denizaltı, dişliler kullanılarak yapılmış ilk mekanik hesap makinesi, ve yaylı
bir mekanizmayla çalışan bir araba da bulumaktadır. Vatikan'da bulunduğu
yıllarda güneş enerjisini kullanmak için, içbükey aynalar yardımıyla suyu
ısıtacak bir tasarım yapmıştır. Her ne kadar Leonardo'nun tasarımlarının çoğu
yaşadığı dönemde hayata geçirilememiş olsa da, IBM'in desteğiyle birçoğunun
modelleri yapılmıştır ve Amboise'deki Château du Clos Lucé'de bulunan Leonardo
da Vinci Müzesi'nde sergilenmektedir.
Leonardo'nun Defterleri
Leonardo'nun defterleri temel olarak 4 farklı konuda yazılmıştır: mimari,
mekanik, resim ve insan anatomisi. Bu defterler, farklı boy ve tipte
birbirinden bağımsız kağıtlardan oluşmaktadır ve ölümünden sonra dağılmış
olmalarına rağmen, günümüzde Louvre, Biblioteca Nacional de España, Milano'daki
Biblioteca Ambrosiana, ve British Library gibi büyük kolleksiyonlarda
bulunmaktadır. Codex Leicester adı verilen defter, Leonardo'nun özel bir
kolleksiyonda bulunan tek büyük bilimsel çalışmasıdır, ve şu anda Bill Gates'e
aittir.
Ocak 2005'te, Floransa'daki Basilica della Santissima Annunziata di Firenze'nin
yanında bulunan bir manastırın gizli odalarından birinde, Leonardo'nun uçuş ve
diğer bilimsel konulardaki çalışmalarını yaptığı bir laboratuvar bulunmuştur.
...............................................
BAŞKA
BİR KAYNAKTAN;
(1452-1519) Eşsiz ressam, seçkin yontucu ve
filozof, yaşadığı dönemin en büyük mucit ve deneyci bilimadamı. ... İşte
insanlığı sanata, bilgiye ve doğaya açan Rönesans'ın simgesi Leonardo da Vinci!
"Mona Lisa" ve "Son Yemek" tablolarının yaratıcısı
Leonardo'nun sanat dünyasındaki yüce konumu hemen herkesçe bilinen bir gerçek.
Ama bilimadamlığı kimliği için aynı şey söylenemez. Bir kez, yüzyılımıza
gelinceye dek bu kimlik sanatçı kişiliğinin gölgesinde ya gözden kaçmış, ya da,
önemsenmediği için unutulmuştur. Sonra, bu unutulmuşlukta Leonardo'nun kendi
sıra dışı tutumunun da payı vardır.
Bilimsel çalışmalarını yayımlamaktan özenle kaçındığı gibi, tuttuğu notları
düpedüz okumaya elvermeyen kendine özgü bir yöntemle kaleme almıştı (400 yıl
mahzende kalan, çizimleriyle birlikte yaklaşık 5000 sayfa tutan bu notlar
sağdan sola doğru yazıldığı için ancak aynada yansıtılarak okunabilmiştir).
Leonardo, yaşam boyu biriken gözlemsel bulgularını; botanik, jeoloji, coğrafya,
anatomi ve fizyoloji alanlarındaki inceleme sonuçlarını; mimarlık, şehir
planlama, su ve kanalizasyon projelerini; savaş teknolojisine ilişkin buluş ve
icatlarım bu notlarda saklı tutmuştu. Notların yüzyılımızın başında gün ışığına
çıkarılmasıyla dev sanatçının aynı zamanda, ilgi alanı son derece geniş büyük
bir bilimadamı olduğu kesinlik kazanır. Notlar sonraki yüzyıllarda ortaya çıkan
bilimsel buluş ve atılımların pek çoğunun ipuçlarını içermekteydi.
Leonardo mesleğinde cerbezeliğiyle tanınan hukukçu bir baba ile köylü bir
hizmetçi kızın evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelmişti. Doğar doğmaz dede
evine uzaklaştırılan bebek anasını hiç görmemenin acısıyla büyür. Babasının ilk
yıllardan başlayarak eğitimiyle yakından ilgilenmesi çocuk için belki de tek
teselli kaynağı olur. Okul yıllarında en çok matematik problemlerini çözmede
gösterdiği üstün yetenekle dikkatleri çeken çocuk, bir yandan da yaptığı güzel
resimlerle çevresinden hayranlık topluyordu.
Onaltı yaşına geldiğinde dönemin tanınmış artisti Andrea del Verrochio'nun
yanma çırak olarak girer. Ustasının gözetiminde coşkuyla işe koyulan delikanlı
çok geçmeden ağaç, mermer, kil ve metal işlemede büyük beceri kazanır.
Olağanüstü yeteneklerini gören usta çırağının Latin ve Grek klasikleriyle
felsefe, matematik ve anatomi üzerinde öğrenimini sürdürmesine yardımcı olur.
Öyle çok boyutlu bir öğrenim, Verrochio'ya göre, gerçek bir sanatçı için
vazgeçilmez bir gereksinimdi.
Çıraklık dönemini yirmialtı yaşında noktalayan Leonardo başvurusu üzerine
Artistler Loncası'na kabul edilir. Artık, kendi yönünü çizme, geleceğini kurma
özgürlüğüne kavuşmuş demekti. Büyüleyici resim ve yontularının yanı sıra ortaya
koyduğu mühendislik projeleriyle Dük'lerin ilgisini kazanan genç adam, yaşamını
sırasıyla Floransa, Milano, Roma saraylarında sürdürme olanağı bulur; son üç
yılını ise Fransa'da Kral Francois I'in koruyuculuğunda geçirir.
Leonardo çok yönlü etkinlikler içinde sürekli uğraş veren bir kişiydi, ancak
yeterince dirençli değildi. Çoğu kez, coşkuyla üstlendiği bir çalışmayı
bitirmeden, daha çekici bulduğu başka bir işe yönelir, yeni serüvenler
arkasında koşardı. Asıl tutkusu sanattı kuşkusuz. Sanat dışı çalışmalarında
özellikle esemenli ve dağınıktı. Projelerinin pek çoğu kağıt üzerinde kalmış,
ya da, tam sonuçlandırılmadan bir kenara itilmişti.
Projeleri arasında çok önemsediği, deneysel olarak gerçekleştirmeye çalıştığı
uçak, helikopter, paraşüt türünden araçlar, çeşitli silah modelleri vardı. Anatomi
konusundaki incelemeleri hiç kuşkusuz dönemin en değerli bilimsel çalışması
diye nitelenebilir. Hayvan ve insan cesetleri üzerindeki teşrih çalışmaları,
sayısı 750'yi bulan ayrıntılı çizimleri ona anatomi tarihinde üstün bir yer
sağlamıştır.
Fizyolojinin gelişmesine yaptığı katkıları arasında en başta kanın işlev ve
devinimine ilişkin çalışması gelir. Kalbin kaslarını ayrıntılarıyla incelediği
özellikle kapakçıkların işlevini iyi kavradığı çizimlerinden anlaşılmaktadır.
Kanın tüm organizmaya yayılarak doku ve organları nasıl beslediğini,
çökeltileri nasıl temizlediğini açıklamaya çalışır. Organizmadaki kan
devinimini suyun doğadaki devinimine benzetir: Bulutlardan yağışla inen su
deniz ve göllerde toplanır, sonra buharlaşarak yeniden bulutları oluşturur. Bu
benzetişte, Harvey'in 100 yıl sonra olgusal olarak doğruladığı "kan
dolaşımı" hipotezini bulabiliriz.
Astronomiye gelince, Leonardo'nun bu alanda Kopernik'i öncelediği söylenebilir.
Kilisenin o sıra gösterdiği hoş görüden de yararlanarak, yerkürenin güneş
çevresinde bir gezegen olduğunu ileri sürebilmişti. Oysa yerleşik öğretiye göre
dünyamız evrenin merkezinde sabitti. Göksel nesneler ise kutsal nitelikleriyle
apayrı bir ortamda devinmekteydiler.
Leonardo'nun fizikte, özellikle mekanik dalında, ulaştığı bazı sonuçlarla
Galileo ile Newton'u da öncelediği bilinmektedir. "Canlılar dışında
algıladığımız hiç bir nesne kendiliğinden devinime geçmez," diyen
Leonardo, "her nesnenin devindiği yönde ağırlığı olduğunu, serbest düşen
bir cismin düşmede geçen zamanla orantılı olarak ivme kazandığını" ileri
sürmekle de kalmaz; daha ileri giderek, egemen Aristoteles öğrentisinin tam
tersine, kuvveti devinimin değil, hız veya yön değiştirmenin nedeni olarak
gösterir. Bu savın daha sonra mekaniğin devinim yasalarından biri olarak dile
getirildiğini biliyoruz.
Aristoteles'in öğretilerine uzak duran Leonardo'nun Arşimet'e çok yakın ilgi
göstermesi ilginçtir. Arşimet'in yapıtları o sıra henüz basılmamıştı. Ellerde
dolaşan bir kaç el yazması kopya da, okunur gibi değildi. Bu kaynakları çok
önemseyen Leonardo'nun okunaklı iyi nüsha elde etmek için başvurmadığı kimse,
çalmadığı kapı kalmaz. Amacı: klasik çağın öncü bilimadamının kaldıraç ve
hidrostatik konularındaki buluşlarını bilim dünyasına tanıtmak, "Arşimet"
adını layık olduğu yere yükseltmekti.
Su ve havada dalgasal devinim, ses oluşumu vb. olgularla da ilgilenen Leonardo,
ışığın da dalgasal nitelikte devinme olasılığından söz etmişti. Onun ilginç bir
gözlemi de, yarım ay'ın karanlık bölümünün belirsiz de olsa görünmesine
ilişkindir. "Eski ay, yeni ay'ın kucağında" diye betimlediği bu
olayı, dünyamızın yansıttığı ışıkla açıklar.
Leonardo'ya jeolojinin öncüsü gözüyle de bakılabilir. Dağ yamaçlarında
topladığı fosillerin bir bölümünün deniz yaratıklarına ait olduğunu söyler;
yerküre kabuğunun zamanla değişikliklere uğradığı, yeni tepe ve vadilerin
oluştuğu gibi noktalara değinir. Üstelik bu tür oluşumların salt doğal
nedenlere bağlı olduğunu vurgulamaktan da geri kalmaz.
Simya, astroloji ve büyü türünden uygulamaları aldatmaca bulduğunu açıkça
söyleyen Leonardo, doğayı neden-sonuç ilişkisi içinde düzenli, nesnel bir
gerçeklik olarak algılıyordu. Dinsel inançlara saygılıydı, ama onun için bilim
teolojik baskıdan uzak, özgür bir arayış olduğu ölçüde amacına ulaşabilirdi.
Leonardo'nun bilimsel yöntem anlayışı neredeyse çağdaş anlayışla eşdeğer
düzeydedir. Bu anlayışta "olgusal veri - açıklayıcı kuram etkileşimi"
temel öğedir.
Leonardo'nun sezgisel de olsa bunun ayırdında olması oldukça şaşırtıcı; çünkü,
bu noktanın açıklık kazanması çağımız bilim felsefesini beklemiştir. Leonardo
bilimde deney gibi matematiğin de önemini kavrayan bir düşünürdü. Ona göre
insanoğlu sürgit kesinlik arayışı içinde olmuştur. Ancak, kesinlik görecelidir;
olduğu kadarıyla, doğal bilimlerde değil, soyut zihinsel kavramlarla sınırlı
kalan matematikte bulunabilirdi. İşe gözlemle başlayan bilimadamı ise, ulaştığı
açıklamaları gözlem ya da deneye başvurarak doğrulamakla yetinmeliydi.
Vurguladığı bir nokta da, teori ile uygulamanın elele gitmesi gereğiydi:
Uygulamaya elvermeyen teoriyi anlamsız, teoriye dayanmayan uygulamayı kısır
sayıyordu. Doğaya tüm saplantılardan arınmış bir kafayla, bir çocuğun her şeyi
kucaklayan açık yüreğiyle yaklaşmayı öğütlüyordu.
Onun gözünde sanat, felsefe ve bilim kültürün bütünlüğünde birleşen, etkileşim
içinde gelişen çalışmalardı. Sanatı salt yaratıcı imgelemin, felsefeyi soyut
düşüncenin, bilimi deneyin ürünü sayıp birbirinden ayrı tutmak yanlıştı.
Leonardo değişik ölçülerde de olsa hepsinde yaratıcı imgelemin, soyut
düşüncenin ve olgusal deneyimin payı var demekteydi.
Tüm ilgi alanlarında evrensel bir deha, yetkin bir örnek sergileyen Leonardo,
son günlerinde, zengin yaşam öyküsünü basit bir tümcede dile getirmişti:
"Nasıl yaşamam gerektiğini anlamaya başladığımda, nasıl ölmekte olduğumu
gördüm. "
Öldüğünde 67 yaşındaydı, ama bedensel olarak tükenmişti. Güçlü bir beynin
amansız sürükleyişi içinde, durmadan bulmak ve yaratmak savaşımı veren bu
insanın yaşamı acı dolu güzelliğiyle gerçek bir dramdı.