Depremleri
kaydeden, şiddetini, uzaklığını gösteren alete "sismograf"
(depremyazar) denir. Sismograf, sarkaç esasına dayanır. Yer sarsıldığı sırada,
sarkacın ucundaki yuvarlak ağır topuz, süredurum kanununa uyarak, hareketsiz
kalır. Yeryüzünde duran bir kimse, yerle birlikte gidip geldiği için, sarkacı
hareket eder gibi görür. Topuzun ucunda bir kalem vardır. Kalemin ucu bîr
makara üzerinde sanlı duran kâğıda değer. Yer sarsılınca kâğıt da sağa, sola,
yukarı aşağı gidip geleceği, topuz ise hareketsiz duracağı için, kalem kâğıda
bu hareketleri çizer.
Bu basit esas üzerine yapılmış olan ilk sismograflar sonradan çok daha gelişmiş, pek duyarlı sismograflar yapılmıştır. Bu arada, bugün rasathanelerde, bir depremi gereği gibi kaydedebilmek için, genel olarak, üç ayrı sismograf kullanılır. Bunlardan biri dikey, ikisi de yatak hareketleri kaydeder. Böylece, bir depremin yönleri belirtilmiş olur.
Sismograflardan petrol aramalarında da faydalanılır: Petrol aranan yerde 20-30 m . derinlikte bir çukur
kazılır. Buraya dinamit sarkıtılıp ateşlenir. Bu patlamanın etkisiyle
yeraltında ses dalgalan meydana gelir. Ses dalgalarının çeşitli tabakalarda
ayrı ayrı hızı olduğuna göre, sarsıntıların sismografla kaydedilen hızından,
ses dalgalarının bir petrol tabakasından geçip geçmediği anlaşılır.
Bu basit esas üzerine yapılmış olan ilk sismograflar sonradan çok daha gelişmiş, pek duyarlı sismograflar yapılmıştır. Bu arada, bugün rasathanelerde, bir depremi gereği gibi kaydedebilmek için, genel olarak, üç ayrı sismograf kullanılır. Bunlardan biri dikey, ikisi de yatak hareketleri kaydeder. Böylece, bir depremin yönleri belirtilmiş olur.
Sismograflardan petrol aramalarında da faydalanılır: Petrol aranan yerde 20-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder